 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/2951
K: 1990/6089
T: 18.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, 1974 yılı Haziran, Temmuz aylarında 61 gün, 1975-1987 arasında da her sene 4 ay ki cem'an 1647 gün asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlayşıldıktan ve Tetkik Hakimi Gülsevin Erkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Davada, 1974 yılı Haziran, Temmuz aylarında 61 gün, 1975-1987 arasında da her sene 4 ay ki cem'an 1647 gün asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmesi istenmiştir.
Davacı tanıkları, iddiayı doğrulamışlar, davalı tanıkları ise davacının serbest fiyasa hamalı olduğunu, iş oldukça çalıştırıldığını söylemişlerdir. Taraf tanıklarının ifadeleri arasındaki çelişki giderilmemiş, davacının çalışma şekli dosyada örnekleri bulunan organizasyon talimatına uygun biçimde "zaman" ve "bağımlılık" unsuru içerir şekilde çalıştırılıp çalıştırılmadığı tanıklardan sorulmamış, davacının Bağ-Kur'a kayıtlı olup olmadığı araştırılmamıştır.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Çalışan, Borçlar Kanununun 313. maddesinin öngördüğü çerçeve içinde ve "zaman" ile "bağımlılık" unsurlarını içerir biçimde çalışmaktaysa, oradaki çalışma ilişkisi hizmet akdine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi "zaman" unsuru, çalışanın işgücünü, belirli yada belirli olmayan bir süre içinde, işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar. Hiç kuşkusuz, çalışan, bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında (bağımlı olarak) edimini yerine getirecektir. Burada sözkonusu olan bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Bununla birlikte sigortalı sayılabilmek için bunlardan ayrı olarak hizmet sözleşmesinin öngördüğü edimin işverene ait işyerinde görülmesi koşulununda gerçekleşmiş bulunması gerekir. Bu suretle, özellikle bağımlı çalışma unsurunun işveren için kolayca uygulanma olanağı sağlanmıştır. Başka bir değişle sigortalı sayılabilmek için, hizmet sözleşmesindeki bağımlılığın üstünde, gerçekleştirilmesi mümkün gerçek bağımlı çalışma koşulu aranacaktır. Yok eğer çalışan, işgücünü belirli ya da belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işverenin buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi, Borçlar Kanununun 355. maddesi gereği istisna akdine dayanıyor demektir.
Açıklanan unsurlar gözetilerek, taraf tanıklarının muvacehe edilip ifadeleri arasındaki çelişki giderilmek, çalışma şekli ve koşulları tanıklardan sorulup saptanmak, Bağ-Kur da kayıtlı ise giriş çıkış tarihleri araştırılmak, gerektiğinde bilirkişi incelemeside yaptırılmak sureti ile ilişkinin hizmet akdi ilişkisi olup olmadığı belirlenip sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi isabetsizdir.
O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yurarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliğiyle karar verildi.