 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/11955
K: 1991/712
T: 04.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, işkazasında ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı ve davalılardan Necdet Karakullukça, Vedat Özbulduk Avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Erkan Ertürk tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, Sosyal Sigortalar Kurumunun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davanın yasal dayanağı, davalılardan Seç Plastik bakımından 506 sayılı Kanunun 26/1., öteki davalılar bakımından aynı Kanunun 26/2. maddesidir. Bu madde uyarınca davalıların sorumlu tutulabilmeleri, maddede öngörülen kusur hallerinin oluşmasına bağlıdır. Hükme esas tutulan bilirkişi raporunda, davalılardan işveren Seç Plastik ile, onun işçisi Mehmet Çiftçi'nin sigorta olayının meydana gelmesinde, raporda yazılı oranlarda kusurlu bulundukları saptanmış olduğundan, bunların müteselsilen sorumlu tutulmalarına ilişkin hüküm fıkrası doğru olup bu kısma yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir. Ne var ki, davalılardan Necdet ve Vedat'ın sigorta olayının meydana gelmesinde hiçbir kusurları bulunmadığı, hükme esas tutulan raporla belirtildiği gibi, dosya içeriği de bu yönü doğrulamaktadır. Bu durum karşısında, bu iki davalıya yöneltilen davanın, ilamın gerekçesinde de kusursuz oldukları belirtildiğine ve kabul edildiğine göre, reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca, ilamın gerekçesinde hükme esas tutulan raporda bu kişilerin sorumsuz oldukları belirtilmiş olmasına rağmen, hükmün sonuç kısmında, bu gerekçeye paralel olarak hüküm kurulmak gerekirken, bunlardan da tahsilini gerektirecek şekilde karar yazılması, karardaki çelişkiyi vurgulaması bakımından, ilamın tavzihini gerektirdiği halde, tavzih isteminin dahi öteki davalıların kabulüne de kıymet verilmeksizin reddedilmiş olması da, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliğiyle karar verildi.