 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1990/10610
K: 1990/10440
T: 10.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalı idare nezdinde 1.9.1966 tarihinden itibaren 30 gün, 1.7.1967 tarihinden itibaren 4 gün, 1.8.1967 tarihinden itibaren de 14 gün süreyle muhtelif ücretlerle geçen hizmetlerin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Erkan Ertürk tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/8 maddesi olup, bu tür davaların hizmetin geçtiği yılı izleyen sene başından itibaren 10 yıl içinde açılması, anılan sürenin hakdüşürücü süre olması nedeniyle hakim tarafından re'sen nazara alınması, gerekeceği Dairemizin yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının şahsi sicil dosyası getirtilip dava konusu çalışmalarla ilgili işe giriş bildirgesi, prim ödemesi veya işten ayrıldığı tarihlerden itibaren 10 yıl geçmeden aynı işyerine giriş çalışması bulunup, bulunmadığı, giderek hakdüşürcü sürenin geçip, geçmediği araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
2 - Kabule göre de, anılan madde gereğince çalışmaların tesbit ve sigortalı çalışma olarak değerlendirilebilmesi için hizmet akdine dayalı olması yeterli bulunmayıp, ayrıca anılan yasanın 3. maddesinde yazılı istisnalara da girmemesi koşuldur. Davada sonuç olarak, davacının tarım işinde çalıştığı savunulduğuna göre, bu konuda taraflardan delilleri sorulup gösterdikleri delillerin toplanması tanık gösterdikleri taktirde, tanıklarının dinlenmesi, davacının çalıştığı işin niteliğinin saptanması gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, tarım işi sayılıp sayılmayacağı ve 2100 sayılı Kanunun yürürlüğünden önceki bu çalışmaların sigortalı hizmet olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği kesin olarak belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde davanın kabulü yolunda hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı idarenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.