 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1989/5910
K: 1989/9290
T: 19.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Uçak kazası sonucu ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen Bağ,Kur sigortalısının hak sahiplerine Kurumca yapılan harcamaların rücuan ödettirilmesi istemine ilişkindir. Zararlandırıcı sigorta olayının, Türk Hava Yollarına ait B-727-200 Tipi TC. JBH ve TK. 452 sefer sayılı uçağın İstanbul'dan antalya'ya uçarken, Isparta civarında Karatepe dağına çarpması sonucu meydana geldiği, uçakta bulunan 146 yolcu ve 8 mürettebatın öldüğü uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, kusura ilişkindir. Davacı, davasını,, 1479 sayılı Yasanın 63 ve Borçlar Yasasının 55. maddesine dayandırmıştır. Mahkeme, kusur araştırması yapmaksızın, davalı tarafından ibraz edilen 11.3.1985 günlü rapor İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1983/625 sayılı dosyası için düzenlediği ve anılan raporun hükme dayanak alınmak suretiyle kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 11.3.1985 günlü oturumda, davacı vekili, davalı vekilinin ibraz etmiş olduğu delillere karşı, bilirkişi tetkikide yapılmasını istemiş olmakla, davalı vekilinin ibraz etmiş olduğu delilleri yanında bulunan 11.3.1985 günlü raporu kabul etmediğini açıkça bildirmiştir. Bu nedenle, davalının itiraz ettiği ve taraflar bağlayıcı güç ve nitelikte olmayan raporun hükme dayanak alınması isabetsizdir.
Mahkemece, yapılacak iş, uzman bilirkişiler aracılığı ile ve özellikle aynı olay nedeniyle Isparta'da ve İstanbul'da birden çok dava açıldığı ve açılan davalar sonucu verilen hükümlerin kesinleştiği de ileri sürüldüğüne göre, ilgili dosyalarda tesbit edilip getirtilmek ve sözkonusu dosyalarda mevcut raporlarda gözönünde tutulmak ve hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kusurun aidiyeti ve oranı saptanmak ve olayın; 1479 sayılı Yasanın 63. maddesini 3165 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce meydana geldiği ve davada Borçlar Kanununun 55. maddesinde dayanıldığı düşünülmek suretiyle karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelir ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve davacı avukatı yararına takdir edilen 100.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 19.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.