 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1989/5542
K: 1989/6270
T: 19.09.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.1.1983-30.4.1984 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tatkik Hakimi Neslihan Sever tarafından düzenlenin raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işina gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Sosyal Sigortalar, ya da Bağ-Kur sigortalılığı, 506 ve 1479 sayılı Kanunların kapsamına giren ve sigortalılık halini kendiliğinden yaratacak olan bir çalışmanın varlığına bağlıdır. Davada dinlenen tanıklar, davacının tesbitini istediği sürelerde, özel büro ve işyeri bulunmadığını, bir şirketin gümrük işlerinde çalıştığını bildirmişlerdir. Şu hale göre, davacının gelir vergisi mükellefi olma sıfatı bulunsa dahi kendi adına bağımsız çalışması olmaması nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığından söz edilemez. Herne kadar, davacının, şahsi dosyasındaki 16.8.1984 günlü müfettiş raporunda bürosu bulunduğu yazılı ise de, bu saptamanın dayanağı gösterilmemiştir. Aynı müfettişin başka tarihli raporlarında da, yazılı hizmet sözleşmesi bulunmadığından sigortalılığın geçersiz sayılması gibi yasaya aykırı görüşlere yer verilmiştir. Bu durumda müfettiş raporlarına itibar edilemeyeceği söz götürmez. Öte yandan, davacının 1971 yılından başlayarak- tesbitini istediği süre dışında- sürekli sigortalı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununda değişik yasalar ve özellikle 3396 sayılı kanunla yapılan değişiklik ve düzenlemelerde, kendisini yıllar yılı SSK sigortalısı olarak bilmiş ve yaşamını ona göre yönlendirmiş olan kişilerin sosyal güvenliklerini aynı çatı altında sürdürmeleri düşünce ve amacı igemen olmuştur. Açıklanan maddi ve hukuksal olgular önünde, davanın kabulü gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.9.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.