 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1989/4331
K: 1989/6453
T: 25.09.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, Aralık 1961-Ocak 1963 tarihleri arasında Orman İdaresi'ne ait işyerinde geçen ve Kurum'a bildirilmeyen çalışmalarının sigortalı hizmetlerden sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, zamanaşımı yönünden davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi :
KARAR : Davacı, Aralık 1961-Ocak 1963 tarihleri arasında davalı Orman İdaresi'ne ait işlerinde geçen ve Kurum'a bildirilmemiş bulunan çalışmalarının sigortalı hizmet olduğunun tespitine karar verilmemiştir. Olayda, davanın yasal dayanağı 506 sayılı SSK'nun 3395 sayılı Yasa'yla değişik 79/8. maddesi olduğuna göre, burada çözümlenmesi gereken uyuşmazlık konusu husus, tespiti istenilen çalışmaların geçtiği iddia olunan Orman Genel müdürlüğü ile davacının halen çalışmasını sürdürdüğü eski adıyla YSE GenelMüdürlüğü ve sonradan değişen yeni adıyla da Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün aynı işveren niteliğinde bulunup bulunmadığı, diğer bir anlatımla da, aynı işverene ait ve bağlı, muhtelif işyerleri durumunda olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır. Bilindiği gibi evvelce Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, YSE Genel Müdürlüğü adı altında Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı'na bağlı olarak, diğer davalı Orman Genel Müdürlüğü de Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesi içerisinde çalışmalarını sürdürmekteler iken, sonradan Bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarının yeniden yasal düzenlemesi sonucunda, adı geçen her iki Bakanlık birleştirilmek suretiyle Tarım, Orman ve Köy İşleri Bakanlığı adı altında tek bir bakanlık haline dönüştürülmüş ve davalı her iki Genel Müdürlükte bu bakanlığa bağlı birer kuruluş haline getirilmişlerdir. Böyle oluncada, önceleri ayrı Bakanlıklar bünyesi içinde, sonradan ise, aynı tek bir bakanlığa bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmekte olan her iki Genel Müdürlüğe ait sözü edilen işyerlerinin aynı işveren Bakanlığa ait ve bağlı, başka başka işyeri niteliğinde bulundukları tartışmasızdır. Bu şekilde aynı işverene ait başka başka işyerlerinde çalışmanın sürdürülmesi halinde ise, bu işyerlerinden herhangi birisinde geçen çalışmaların bir ilamla saptanması istendiğinde de, hak düşürücü sürenin o işyerindeki çalışmanın son bulunduğu tarihe göre değil, genelde, o işverenin işindeki çalışmasının son bulduğu tarihe göre saptanması gerekeceği de sözgötürmez.
Öte yandan, davacının tespitini istediği sözkonusu çalışmasının geçtiği 1963 yılının sonundan itibaren, aradan on yıl geçmeden tekrar aynı işverene ait ve bağlı diğer bir işyerinde 24.3.1972 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı ve o tarihten, bu davanın açıldığı tarihe kadar da, arada on yılı bulmayan kesintilerle aynı işyerinde çalışmasını sürdürmekte olduğu, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, yine dosya içeriğinde yeralan bilgi ve belgelerle tanık anlatımlarına göre, kanıtlanmış durumda bulunan davanın, aynen kabulüne karar verilmek gerekirken yazılı düşüncelerle olayda uygulama olanağı bulunmayan hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.9.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.