 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1989/2475
K: 1989/2667
T: 23.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, Veliç İplik ve Dokuma Fabrikası işyerinde 1965 yılından 1970 yılına kadar aralıksız Vahdettin Çelik adı altında geçen çalışmalarının kendisine aidiyetine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ahmet Kapusuzoğlu tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Davacı, 1965-1970 tarihleri arasında, 4510712 sigorta sicil numarası ile Vahdettin adına tescilli çalışmaların kendisen ait olduğunu, yaşı küçük olduğu için Vahdettin'in nüfus cüzdanını kullandığını iddia etmiş ve bu çalışmaların kendisine ait olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Bu tür davalarda isbat biçiminin uygulamada önem taşıdığı sezinlenmektedir.
Yazılı ve fenni delillerle geçerliliği kabul edilen belgelerin tanık sözlerine karşın öncelik taşıdığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca aidiyet ve desbit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için yazılı ve sözlü delillerin işin kuşku ve duraksamaya yer vermiyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır. O halde bu araştırmanın yönteminin ve izlenecek yolun ne olması gerektiğinin saptanması zorunludur. Bu tür davalarda öncelikle iddia sahibinin gerçek nüfus kayıtları ile yerine çalışıldığı iddia olunan şahsın nüfus kayıtları getirtilmeli, bu şahıs dinlenmeli, bunun dışında sigortalıyı işyerinde çalıştıran ve kendisini yakından tanıması gereken en yakın sorumlu kişinin bilgisine başvurulmalı, diğer taraftan işe giriş bildirgesi ile ücret tediye bordrolarında sigortalının imzası mevcut ise imza incelemesi yapılmalı, keza sigortalının Kurumda ve işyerinde fotoğrafı mevcut ise bunlar getirtilip, benzerlik incelemesi yaptırılmalı, gerektiğinde taraf tanıkları dinenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Gerçekten tarafların nüfus kayıtları getirtilmiş ve davalı Vahdettin duruşmada dinlenmiş ise de beyanı imza ettirilmemiştir. Bundan başka davacının beyanı alınmış ise de bağlayıcı olan bu beyanı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun 151. maddesinin son fıkrası gereğince imzadan önce kendisine okunmamıştır. Mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, oybirliğiyle karar verildi.