 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/6450
K: 1988/6110
T: 03.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalıya ait işyerinde 1975 yılında 8 ay ve 04.07.1978 tarihinden 01.02.1985 tarihine kadar geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ahmet Kapusuzoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Dava, davalıya ait işyerinde 1975 yılında 8 ay, ve 04.07.1978 tarihinden 01.02.1985 tarihine kadar 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu anlamında sigortalı sayılan tesbit edilmemiş hizmetlerin tesbiti ile ilam verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tanıkları, davacının, davalıya ait işyerinde çalıştığını bildirmişlerdir. Davalı tanıkları da çalışmanın varlığını kabul etmişler, ancak çalışmanın "hamam" işyerinde, davacının "tellak" olarak çalıştığını ve ücretini, müşterilerden aldığını söylemişlerdir.
Davada, uyuşmazlık konusu husus, işyerindeki çalışmanın hizmet aktine göre mi, yoksa istisna aktine göre mi yapıldığı noktasında toplanmaktadır.
Yargısal ve bilimsel görüşlere göre, çalışan, Borçlar Kanununun 313. maddesinin öngördüğü çerçeve içinde ve "zaman ile bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. Davada, davacının işgücünü belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işverinin buyruğunda bulundurduğu, onun denetim ve gözetimi altında, işyerinde çalıştığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davada hizmet aktinin belirleyici ve ayırıcı özelliği olan "zaman ve bağımlılık" unsurlarının birlikte gerçekleştiği açık-seçiktir. Öte yandan, ücretin bahşiş olarak üçüncü kişiler tarafından ödenmesi, tüm unsurları ile birlikte gerçekleşmiş olan hizmet aktinin varlığını giderek niteliğini değiştirmeyeceği hukuksal gerçeği de ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının işyerinde hizmet aktine dayalı olarak çalıştığı kabul edilerek tesbiti istenilen süreyi belediyeye ait hamamın faaliyette bulunduğu zaman kesidi nazara alınarak, hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde sağlıklı bir biçimde saptamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın aradaki ilişkinin hizmet akti niteliğinde bulunmadığından yazılı biçimde karar kurulması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliği ile karar verildi.