 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/6089
K: 1988/7197
T: 13.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, askerlikte geçen sürelere ait borçlanma işleminin geçerli olduğunun tesbitiyle aylığının kesilmesine dair Kurum kararının iptaline ve maaşının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiş.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Dava, askerlikte geçen sürelerin borçlanması ile yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline ve sataşmanın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacıya 1.9.1956 ile 28.2.1981 tarihleri arasındaki sigortalı hizmetleri ile, 22.4.1938 ila 1.4.197 tarihleri arasında aserlikte geçen sürelerin borçlanılması sonucu 1.11.1981 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı yaşlılık aylığının 8.4.1985 tarihine kadar ödendiği tartışmasızdır. Öte yandan, 24.4.1938 ila 1.11.1947 tarihleri arasındaki askerlikte geçen sürelerin, askerlik şubesinin göndermiş olduğu belgeye dayanılarak borçlanma işleminin yapıldığı, borçlanma ile ilgili primlerin noksansız olarak 12.10.1981 tarihinde ödendiği davacının, davalı Kuruma, askerlik süresinin borçlanılması yönünden yanıltmasının söz konusu olmadığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Bundan başka, davalı Kurum, uzatmalı onbaşı olarak geçen ve askerlikten sayılmayan 1861 sayılı Yasa kapamında bulunan süreleri askerlikten sayarak borçlandırmak süretiyle davacıyı Sosyal Güvenliğe kavuşturmaya yönelik ümit verdiği, şayet, zamanında uzatmalı onbaşı olarak geçen sürelerin askerlik borçlanması olarak değerlendirilemiyeceği Kurumca, bildirilmiş olsaydı, davacının işinden ayrılmaksızın çalışmasını sürdürmek suretiyle noksan kalan sürelerini tamamlaması doğaldı. Bütün bunlardan başka, davalı Kurumun, anayasadan kaynaklanan Sosyal güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan yasal görevini gereği gibi yapmamasının sonuçlarını davacıya yükleterek 5 seneden beri ödediği yaşlılık aylığını kesmesi de Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen evrensel nitelikteki afaki iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı da açık seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.