 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/4411
K: 1988/4712
T: 12.09.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Davacı, idari para cezasının iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıaki karar tespit edildi:
KARAR: Mahkemece, para cezasının iptaline ilişkin karar, yeni mevzuatın eski işlemlere uygulanamayacağı yolunda bir genellemeye dayandırılmıştır. Ancak, belirtilen genelleme, önceki tarihlerde oluşan kanuna aykırılıkların tümüyle yaptırımsız kalması sonucunu doğuramaz. Burada gözetilecek yön, Anayasa'nın 38. maddesi gereğince suç sayılan bir eylemden dolayı, kimseye, o eylemin vukubulduğu zaman yürürlükte olan kanunda yazlı cezadan daha ağır bir ceza verilmemesidir. Nitekim, 3395 sayılı Kanun'la 506 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 1. maddede, anılan Kanun'la 140. maddede yapılan değişiklikten önce vukubulan kanuna aykırılıklar hakkında önceki para cezasının asgari haddinin uygulanması öngörülmüştür. Sözü edilen geçici 1. madde dava konusu olan olayları kapsamakta ise de, dava konusu yapılmamış aykırılıklar hakkında, değişiklikten önceki hükmün uygulanması yine yasalar hükmü gereğidir. Yalnızca sonraki Kanun'un bir eylemi suç olmaktan çıkarmış olması hali bu ilkenin ayrık durumudur. Ancak 140. maddede yapılan değişiklikle kimi eylemler kanuna aykırılıktan çıkarılmış olmayıp tersine daha genişletilmiş bulunduğundan ayrık durum burada söz konusu değildir.
Öte yandan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3395 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle değişik 240. maddesinde "Kurumca verilen para cezalarına karşı''... tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yetkili mahkemeye itiraz edilebileceği, zaruret görülmeyen hallerde itirazın evrak üzerinde incelenerek sonuçlandırılacağı hükmü getirilmiştir. Yasa koyucunun amacının, uyuşmazlıkların kısa sürede halledilmesi olduğu gözönünde tutulduğunda "sonuçlandırma" deyiminin, işlemlerin yetkili mahkemede tamamlanması anlamına geldiği söz götürmez. Bu düşüncenin doğal sonucu olarak da idarece yapılan idari para cezası uygulamasında yasaya aykırılığın mahkemece sonuçlandırılması zorunlu olmak gerekir. Başka bir anlatımla, mahkemece yapılacak iş değişiklik tarihinden önceki kanuna aykırı işlemler hakkında, yine değişiklikten önceki para cezasının asgari haddine hükmekmekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.9.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.