 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/4094
K: 1988/7532
T: 20.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, 1985 yılı Ocak ve Şubat aylarındaki çalışmaları ile ilgili prime esas kazancının SSK tavan ücreti üzerinde olduğundan bahisle 3395 sayılı Yasa'dan yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N.S. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : 27.3.1985 tarihli toplu iş sözleşmesinin ilgili maddesi gereğince, toplu sözleşme bağıtlandığı tarihten geriye yürütülmüş ve bu nedenle 1.7.1984 - 27.3.1985 tarihleri arasındaki dönem için ücret artışı meydana gelmiştir. Önceki ücretle yeni ücret arasındaki ücret farkı üzerinden prim tahakkuk ettirileceği ve zorunlu olarak bu prim tahakkukunun toplu sözleşmenin yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirileceği açıktır. Ne var ki, ücret farklarının toplu sözleşmenin yürürlüğünü kovalayan ay kazancıyla birleştirilmesi gerekmez. 506 sayılı Kanun'un madde 77/c'ye yanlış anlam verilerek böyle bir birleştirme yapılıp, ücretin tavanı aşan kesiminden prim kesilmemesi hatalıdır. Böyle bir işlem toplu sözleşmenin geriye yürütüldüğü dönemin ücret farklarından prim kesilmemesi sonucunu doğurur. Nitekim bu olay da, aynı sonucu doğurmuş ve ücret farklarından birleştirme yönünde aşılması gerekçesiyle prim kesilememiştir. Oysa, toplu sözleşme geriye yürütüldüğüne ve işveren tarafından kendiliğinden icra ve infaz edildiğine göre, geriye yürutülen dönemin her ayı için önceden alınan ücretle geriye yürütme nedeniyle doğan ücret farkı toplanıp tavanı aşamayan kesiminden prim kesilmesi ve önce alınan primler düşülerek ücretle prim hesaplanması gerekirdi ve böylece 506 sayılı Kanun'un 77/1'e uygun prim matrahı elde edilir ve prim alınmış olurdu. Bu işlem toplu sözleşmenin yürürlük tarihinden sonra da yapılsa, hesaplanan ve alınan primler ücret farklarının ait olduğu ayların primleri olarak kabul edilir ve böylece hem Kurum prim kaybına uğramaz, hem de sigortalı bu prime bağlı sigortalılık haklarından yararlanmış olurdu.
İşverenin ek prim bordrosuyla açıklanan biçimde tahakkuk ettirilecek primleri ödemesi koşuluyla tavan ücret üzerinden prim kesilmesi sonucu doğduğu takdirde bu yolda tespite karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.