 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/3685
K: 1988/3669
T: 06.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılara ait işyerinde 1.6.1977'den itibaren geçen çalışmalarının tespiti ile ibranamenin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Hükmün temyizi üzerine gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : Davacı, 1.6.1977 - 20.4.1986 tarihleri arasında işveren davalılara ait işyerinde geçen ve Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmemiş bulunan çalışmalarının sigortalı hizmet olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Olayda, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3395 sayılı yasayla değişik 79. maddesidir. Diğer taraftan, sigortasız geçen çalışmalarının tesbiti işlemini de kapsayan sigortalılık hak ve yükümlülükleri, kişiye bağlı vazgeçilemez ve devredilemez Anayasal haklardandır. Bu yönü itibariyle de Kamu düzeniyle ilgili bulunmaları nedeniyle sigorta haklarından başlangıçta vazgeçmenin mümkün ve geçerli bulunmadığı söz götürmez. Böyle olunca da, olayımızda, tesbiti istenilen çalışma sürelerinin dışında kalan geçmiş sigortalı hizmetlere ilişkin ücret, ihbar ve kıdem tazminatı gibi, işçilik haklarının alındığı yolunda düzenlenmiş bulunan ve mahkemece davanın reddi gerekçesine dayanak kılınan 6.10.1986 ve 12.11.1986 tarihli söz konusu ibranamelerin istem konusuyla ilgili olarak sigortalılık hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldıramayacağı, hukuken geçerli bulunmadığı ve sigortalıyı bağlayıcı bir yönünün olmadığı tartışmasızdır. Ayrıca, anılan ibranamelerde yer alan ve yukarıda sözü edilenlerin dışında kalan diğer hususların ise Kurum ile işveren arasındaki ilişkilere yönelik bulunduğu da açıktır.
Öbür yandan, 26.10.1987 tarihli oturumda verilen kesin mehil sadece söz konusu ibranamelerin hileye dayalı olarak düzenlenmiş bulunduğu iddiasının kanıtlanması için tanık dinlenmesine ilişkin olup, dava konusu çalışmanın varlığının saptanmasıyla ilgili bulunmamaktadır. Kaldı ki, kesin mehili öngören ara kararında, bu mehile uymamanın yasal sonuçları belirtilmemiş bulunduğundan, yöntemince verilmiş bir kesin mehlin varlığının kabulü de mümkün değildir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, yazılı düşüncelerle anılan ibranamelere geçerlilik tanınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Bu durumda yapılacak iş, davanın niteliği itibariyle bu doğrultuda alınacak bir ilam sonuçta infaza ve böylece sigortalının bu hakkının tesciliyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline müncer olacağına göre, yapılacak bu tür bir işlemin Kurumun hak alanını da ilgilendireceği gözetilerek, husumetin Sosyal Sigortalar Kurumuna dahi yöneltilmesi ve bu yönde Kurumu davaya dahil ettirmesi için davacıya mehil verilmesi ve davanın esasına girilerek, davacının istemiyle ilgili olarak göstereceği tanıkları dinlenilmek, taraflardan başkaca delilleri bulunup bulunmadığı sorulup, -varsa- yöntemince toplanılarak, isteğin gerçek olup olmadığı yolunda gerekli ve yeterli araştırma yapılıp, dosyadaki delillerin tümü birlikte değerlendirilip, takdir edilmek suretiyle, hasıl olacak sonuç uyarınca, istek hakkında bir karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.