 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/3386
K: 1988/7797
T: 23.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Davacılar, davalılardan Bağ-Kur tarafından haksız tahsil edilen 53.967 lira sağlık sigortası priminin tahsiliyle her iki davalının kararlarının iptaliyle, muarazanın mennine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davaın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan.. sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davada, davacı kadının isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğu, kocasının ise Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı aldığı, yasa gereği kocasının sigortalılığı nedeniyle Kurum'un sağlık yardımlarından yararlandığı ileri sürülmüş ve kendisinden sağlık sigortası priminin kesilmemesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi istenmiştir.
Davada çözülenmesi gereken hukuksal sorun Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı almakta olan kocanın isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı durumunda bulunan karısından sağlk sigortası priminin alınabilip alınamayacağı hususudur. Davacı kadının sigortalı olan kocasından dolayı sağlık yardımlarından yararlanabileceği 506 sayılı Yasa'nın 36/a, b maddesinin açık hükmü gereğidir. Anılan maddede başka sosyal güvenlik kurumlarına tabi olan eşin sağlık sigortasından yararlanamayacağına dair herhangi bir açıklık bulunmamaktadır. Kadın olan davacının geçiminin kocası tarafından sağlanması zorunluluğu yasa gereğidir.
Öbür yandan 1479 sayılı Kanun'a 3325 sayılı Kanun'un 1'inci maddesi ile eklenen ek 11'inci madde hükümleri uyarınca diğer sosyal güvenlik yasalarından yararlananlar Bağ-Kur'un sağlık yardımlarından yararlanamazlar. Ayrıca Bağ-Kur'un Sağlık Sigortası Yönetmeliği'nin 4'üncü maddesi hükümleri bu durumda olanlardan sağlık primi kesilemeyeceğini öngörmektedir. Bilindiği gibi yasa maddelerinin lafzından amaç açıkça belli ise başka türlü yorum yapılamayacağı hem uygulamada ve hem de öğretide kabul edilmiş hukuksal gerçeklerdendir.
Az önce sözü edilen yasa maddesi ile tüzük hükümleri davacının kocasının Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi olması nedeniyle Bağ-Kur'a prim ödememesi ve sağlık yardımlarından yararlanamaması gerektiğini hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya koymaktadır. Yasa koyucunun sözü edilen maddeyi kabul etmesindeki amacının o tarihte ülkenin tümünün sağlık sigortası kapsamına alınamamış olması ile diğer sosyal güvenlik kurumlarının Bağ-Kur'a nisbetle daha güçlü bulunmaları gerçeğidir. Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASNA, ve temyiz peşin harcının istek halinde ilgiliye iadesine,Başkan Teoman Ozanoğlu'nun muhalefetine karşı üye Cahit Kadılar Orhan Yalçınkaya ,Resul Aslanköylü ve Yılmaz Darendelioğlu'nun oylarıyla ve oyçokluğuyla 23.12.1988 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI: Davacıkadının isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğu, öteki davacı kocanın Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşılık aylığı aldığı konularında uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, davacı kadının Sosyal Sigortalar Kurumu emeklisi kocaya atfen sağlık yardımlarından yararlanıp yararlanamayacağı ya da davalı Bağ-Kur'un sağlık yardımlarından yararlanması gerekip gerekmediği ve dolayısıyla Bağ-Kur'un davacı kadından sağlık sigortası primi kesip kesemeyeceği konularıdadır. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir.
Sayın çoğunluğun kararına aşağıdaki nedenlerle karşıyım:
1- Davacılardan S.A.'nın Bağ-Kur'a yönelik bir istemde bulunmaya hakkı olmadığı gibi Sosyal Sigortalar Kurumundan sağlanması melhuz sağlık yardımları dahi, yardım görenin kendisine ait bir hak olup, bu konuda Sosyal Sigorta emeklisi koca, bir talep ve dava hakkına sahip değildir. Bu bakımdan S.A.'nın Sosyal Sigortalar Kurumu'na karşı dahi dava hakkı yoktur. Yerel Mahkemenin S.A.'nın davasını, ilk önce taraf olmak ehliyeti bulunmadığı yönünden reddetmiş bulunması isabetlidir.
2- Sigortalının veya sigortadan yaşlılık aylığı alan emekli sigortalının eşinin 506 sayılı Kanun'un madde: 32-52'deki hastalık sigortası hükümlerinden yararlandırılmasının koşulları, madde: 35-36'da düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanun'un 36/A-b'de, yaşlılık aylığı almakta olanın geçindirmekle yükümlü olduğu eş ... mad./33/A-B'deki sağlık yardımlarından yararlanacaktır. Burada, kocanın karısını geçindirmekle yükümlü olduğu yasa gereğidir. Ve maddede, başka sosyal güvenlik kurumuna tabi olan eşin, kocasına tebaen sağlık yardımından yararlanamayacağına ilişkin bir açıklık yoktur. Ne var ki, bu durum, başka sosyal güvenlik kurumuna tabi olan karının, kocanın hastalık sigortasından yararlanmasını gerektirmez. Zira gerek 506 sayılı Kanun'un madde: 35, gerekse 36, sosyal güvenliğe tabi olan eş ve çocukları, esasen kapsamaz. 506 sayılı Yasa mükerrer sigortayı kabul etmemiş ve sistemin tümü bu görüşü ayrıca doğrular. Nitekim Dairenin 18.6.1974 tarih ve 3196/457, 20.5.1975 tarih ve 1557/2931, 5.4.1975 tarih ve 7805/2492, 6.2.1980 tarih, 8424/712 5.7.1983 tarih 917/3705 sayılı kararları da aynı niteliktedir.
Öte yandan, olayda 1479 sayılı Kanun'a 3235 sayılı Kanun madde: 1 ile eklenen ek 11'inci maddenin uygulanma olanağı da yoktur. Zira emekli sigortalının başka sosyal güvenlik kurumuna tabi eşinin, 506 sayılı Kanun madde: 36'dan yararlanamayacağı yukarıda açıklandığı şekilde bir kere kabul edildikten sonra, ek madde 11'in olayda uygulanamayacağı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, Bağ-Kur sağlık sigortası yönetmeliğinin 4'üncü maddesinin dahi tatbik kabiliyeti bulunmadığı belirgindir.
Bağ-Kur'da sağlık sigortası vardır ve ülkenin tümünde uygulaması yaygınlaştırılmıştır. Bu durumda Bağ-Kur'un güçsüz, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun güçlü olduğu yollu bir ön fikirle, içtihat kurulamaz. Her sosyal güvenlik kurumu, kendi vecibelerini yerine getirmekle yükümlüdür. Bu durumda, davacı kadından Bağ-Kur'un hastalık sigortası primi alması ve bunun istirdadına ilişkin istemin reddi doğaldır.Sayın çoğunluğun kararına, yukarıdaki nedenlerle karşıyım ve yerel mahkemenin örnek nitelikteki kararının onanması oyundayım.