 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/2707
K: 1988/4313
T: 28.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Zorunlu olarak yurt dışında gördüğü tedavi karşılığı ödemek zorunda kaldığı 1.530.130 TL'nin tahsili davasını yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davacının yurt dışında tedavi ve ameliyat olması olgusu Göztepe Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesi raporu ile başlayan zincirleme raporlarda belirlenen tıbbi nedenlere dayanmaktadır. Bu itibarla da, yurt dışında tedavi görme tıbbi zorunluluğu gerçekleşmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigotalar Kanunu'nun hastalık sigortasına ilişkin 32. maddesi hükümleridir. Anılan maddede 3395 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yapılan değişiklikten evvel, yurt içinde mümkün olmayan tedavilerin yurt dışında dahi yaptırılabileceği maddenin (D) fıkrası hükmü geniş yorum yoluyla Yargıtay'ca olumlu biçimde genişletilmiş, giderek yurt içinde mümkün görülmeyen tedaevilerin yurt dışında yaptırılabileceği, buna bağlı olarak da yurt dışında yapılan tedavilere ilişkin masrafların Kurumca karşılanması gereği içtihaden kabul edilmiştir. Kaldı ki, anılan maddeye 3395 sayılı Kanunla eklenen (E) fıkrası hükümleriyle yurt dışında tedavinin yasa kapsamına alındığı açıktır ve bu olayda söz konusu (E) fıkrasındaki koşulların gerçekleştiği de anlaşılmaktadır. Bundan ayrı olarak, tedavinin SSK tesislerinde yapılamayacağı da önceden Kurum sağlık tesislerinden olan Göztepe Hastanesi'nce saptanmıştır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuksal olgular gözönünde tutulmaksızın sigortlılığın hangi hallerde yurt dışında dahi devam edeceğine ilişkin olup hastalık sigortası ile ilgisi bulunmayan 506 sayılı Kanun'un 7. maddesi hükmü yanlış anlamda tefsir edilerek davanın reddi yolunda hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 24.800-TL duruşma avukatlık parasının ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.6.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.