 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E:1988/2356
K:1988/2889
T:28.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KARI-KOCA
* BAĞ-KUR SİGORTALISI
* SAĞLIK SİGORTASI PRİMİ
ÖZET : Eşin zorunlu Bağ-Kur sigortalı olması nedeniyle onun sağlık sigortası yardımlarından yararlanan isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalı eşten, bu sigorta türüne ilişkin primin alınması gerekir.
(1479 s. Bağ-KurK. m. 29, 26,ek m. 11, 19,17)
Davacı, isteği dışında yapılan sağlık sigortalılığının iptali ile prim borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava, sağlık sigortalı primini ödemekle yükümlü olmadığının tesbiti ile Kurum sataşmasının önlenmesine ilişkindir.
Davacı kadının isteğe bağlı, eşinin ise zorunlu Bağ-Kur sigortalısı oldukları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, eşin zorunlu Bağkur sigortalısı olması nedeniyle onun sağlık sigortası yardımlarından yararlanan isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı eşten bu bu sigorta türüne ilişkin primin kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa 3235 sayılı Kanunun 1. maddesi ile eklenen ek 15. madde hükümleridir. Anılan maddede, sağlık sigortası hizmetlerinin "sigortalıların yürürlükteki basamak gösterge tutarlarının %12'si oranında ödeyecekleri sağlık sigortası primleri" ile karşılanacağı hükmü öngörülmüştür. Sağlık sigortası priminin bizzat sigortalılarca ödeneceği maddenin açık hükmü gereğidir. Sigortalılardan amacın ise, "1479 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanlar" olduğu açıktır. İsteğe bağlı sigortalıların da, 1479 sayılı Yasanın 79. maddesi hükümleri gereğince Bağ-Kur Kanunu kapsamında bulundukları, giderek "sigortalı" sayıldıkları ise söz götürmez. Öte yandan, sigortalı sayılanların hak ve yükümlülüklerinin sigortalı sayıldıkları tarihten başlayacağı, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, yukarda sözü geçen Yasanın 25 ve 26. maddelerinin açık hükümleri gereğidir. Başka bir anlatımla, Bağ-Kur Kanunu anlamında sigortalı sayılanları -zorunlu veya isteğe bağlı sigortalı olsun- yasanın öngördüğü, malüllük, yaşlılık, ölüm ve sağlık sigortası primlerini ödemekten kaçınamazlar. Sözü edilen Yasanın ek 11. maddesinde Bağ-Kur sigortalısı olarak sağlık yardımı kapsamına girenlerin eş, çocuk ana ve babalarının da bu sıfat nedeniyle sağlık yardımlarından istifade edecekleri hükmü mevcut ise de, bunların ayrıca Bağ-Kur Kanunu kapsamına girmeleri halinde kendilerinden sağlık sigortası primi alınmayacağına ilişkin özel bir hüküm~anılan ek 11. maddenin ikinci fıkrasında, diğer sosyal güvenlik kanunlarına ve özel Kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananların. .." Bağ-Kur sigortalılar, sağlık yardımından yararlanamayacakları şekilde yer alan hüküm dışında-yasada mevcut değildir. Bundan başka, ek 17. madde hükümleri uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin 5. maddesinde de, Bağ-Kur sigortalısı olarak sağlık yardımı kapsamına girenlerin eş, çocuk, ana ve babalarının ayrıca Bağ-Kur Kanunu kapsamına girmeleri halinde bunlardan da sağlık sigortası primi alınacağı hükmü öngörülmüştür. Hal böyle olunca davacıdan sağlık sigortası priminin alınması gerektiği söz götürmez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 28.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.