 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1988/2206
K: 1988/2862
T: 28.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Davacı, davalı kurum kararının iptali ile 1.1.1987 tarihinden geçerli olmak üzere maaş bağlanmasına ve sataşmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davada, maluliyet aylığının 1.6.1987 tarihinden itibaren kesilmesi ve 31.1.1987 - 15.6.1987 tarihleri arasında ödenen maluliyet aylıkları tutarının borç kaydedilmesi işleminin iptali ve satışmanın önlenmesi istenmiştir.
Davacının 1.1.1981 tarihinden bu yana maluliyet aylığı almakta iken 31.1.1987 tarihinden itibaren yeniden sigotalı bir işte çalıştığının anlaşılması üzerine kurumca 1.6.1987 tarihinde maluliyet aylığının kesilip 31.1.1987-1.6.1987 tarihleri arasında ödenen maluliyet aylıklarının borç kaydedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Uyuşmazlık, maluliyet aylığı almakta iken sigortalı bir işte çalışmaya başlayan sigortalının destek primi ödemek koşulu ile maluliyet aylığını almaya devam edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
3279 sayılı Kanun'la 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 63. maddesi değiştirilmiş, anılan kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanlara yazılı talepte bulunmak ve destek primi ödemek kaydı ile yaşlılık aylığının kesilmemesi olanağı getirilmiş, maluliyet aylığının kesilmesi ve yeniden bağanmasına dair 58 maddede herhangi bir değişiklik yapılmamış, maluliyet aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanlara destek primi ödemek koşulu ile benzer bir imkan öngörülmüştür. Aynı Yasa ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3/II-C maddesi dahi değiştirilmiş, Kanunla kurulu Sosyal Güvenlik Kurumlarından malullük veya emekli aylığı almakta iken, bu kanuna tabi sigortalı bir işte çalışanların 78. maddeye göre tespit edilen prime esas kazançları üzerinden 63. madde hükümlerine göre Sosyal Güvenlik destek primi kesilir" hükmü getirilmiş ise de, bu hüküm 506 sayılı Kanun dışında diğer kanunla kurulu Sosyal Güvenlik Kurumları'nda malullük veya emekli aylığı almakta iken, sigortalı bir işe girip çalışanlarla ilgilidir. Bu husus, hükümet gerekçesinde yazılı "II. bendin (C) fıkrasında yapılan değişiklik ile kanunla kurulu diğer Sosyal Güvenlik Kuruluşları'ndan (TC Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve 506 sayılı Kanun'uun Geçici 20. maddesine tabi Banka ve Sigorta Şirketleri Emekli Sandıkları) malulük veya emeklilik (yaşlılık) aylığı almakta iken 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi bir işte çalışanların şartları düzenlenmiştir" şeklindeki açıklamada, 3/II-C maddenin 2. fıkrasındaki düzenleme biçiminden açıkça anlaşılmaktadır. Bu madenin 506 sayılı Kanun'a göre yaşlılık ve malullük aylığı alanları dahi kapsadığının düşünülmesi halinde 63. maddenin değişik şekli ile çelişki meydana geleceği ayrıca ortadadır. Bu nedenlerle, yasa koyucunun, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre maluliyet aylığı alanların sigortalı bir işte çalışmaları halinde kendilerinden destek primi alınması koşulu ile maluliyet aylığının kesilmesini amaçladığı söylenemez.
Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 1. maddesi hükümlerine göre, iş kazaları ile meslek hastalıkları, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde anılan kanunda yazılı şartlarla Sosyal Sigorta yardımları sağlanır. Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanların malullük aylıklarının çalımaya başladıkları tarihten başlayarak kesilmesi 58. maddenin amir hükmü gereğidir. Yasa koyucu 63. maddye paralel bir olanak getirmemiştir. Burada yasa boşluğu değil yasa koyucunun bilinçli susması söz konusu olduğundan 1. maddenin açıklığı karşısında 63. maddenin kıyas yolu ile uygulanması da mümkün değildir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden davanın kabulü yolunda hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalı Kurum'un bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 28.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.