 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E: 2005/4007
K: 2005/2776
T: 16.3.2005
- TEBLİGAT
- ADRES DEĞİŞİKLİĞİ
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Adli mercilere 7201 sayılı Yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için iki ihtimal kabul edilmiştir. 1.si; ilgili kişiye daha önce anılan yasa hükümlerine göre tebligat yapılmış olması ve bu kişinin, yeni adresini adli mercilere bildirmemesidir. 2.si ise; daha önce adli mercilerce usulüne uygun tebligat yapılmamışsa, anılan yasanın 35/son maddesinde belirtilen kurum, kuruluş ve mercilere ilgili tarafından bildirilen veya imzası resmi merciler önünde ikrar edilmiş sözleşmede taraf ise bu adrese önce usulüne göre tebligat çıkarılır ve tebligatın yapılamaması halinde bu madde hükmüne göre tebligat yapılır.
(7201 Tebligat K. m.35)
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Ali Yaşar'ın 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 16/1. maddesi uyarınca 64.955.700.000 Türk Lirası ağır para cezasıyla cezalandırılmasına dair, (Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 9.7.2003 gün ve 2001/902 esas, 2003/689 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
Tüm dosya kapsamına göre, sanık Ali Yaşar hakkında açılan kamu davasında, adı geçenin savunmasının alınması için çıkarılan gıyabi tevkifin infaz edilememesi üzerine, adı geçene savunma hakkı verilmek üzere 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un 4814 sayılı Kanun'la değişik 16/b. maddesinin 4. fıkrası ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 225. maddeleri gereğince çıkarılan tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, evvelce sanığa usulünce bir tebliğ yapılması gerektiği cihetle, sanığa savunma hakkı tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle;
CMUK'nın 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğünün ifadeli 23.2.2005 gün ve 08544 sayılı yazılı emirlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 3.3.2005 gün ve YE. 36021 sayılı tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tebligat Kanunu'nun "kazai tebligat" faslının, "adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" konu başlıklı 35. maddesi uyarınca, adli mercilerce, tebligat yapılabilmesi için iki ihtimal kabul edilmiştir.
1. ihtimal; ilgili kişiye daha önce adli mercilerce anılan yasa hükümlerine uygun olarak bir tebligatın yapılmış olması ve tebligat yapılan bu kişinin, yeni adresini adli mercie bildirmemesi durumudur:
Bu durumda, daha önce tebligat yapılan ve adli mercice en son bilinen adrese Tebligat Kanununun 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca yeniden tebligat çıkarılması, ilgilinin adresten ayrıldığının anlaşılması durumunda Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekmektedir. Adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer alması, zorunlu şekil şartı olup; belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlen-memesi durumunda, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılması mümkün değildir.
Tebligat memurunca Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinde öngörülen zorunlu araştırma belirtilen şekilde yapılıp teşvik edildikten sonra, ilgilinin yeni adresi belirlenemez ise, tebliğ evrakı mercie iade edilir ve ilgili kişilerce yeni bir adres de bildirilmez ise, herhangi bir adres araştırması yapılmaksızın bundan sonraki tüm tebligatlar 6 örnek numaralı tebligat evrakının eski adrese ait binanın kapışma asılması usulüyle yapılır.
2.si ihtimal ise; daha önce adli mercilere ve usulüne uygun olarak tebligat yapılmamış olsa bile, anılan yasanın 35/son maddesinde belirtilen kurum, kuruluş, mercilere ilgili tarafından bildirilen veya imzası resmi merciler önünde ikrar edilmiş sözleşmelerdeki (sadece taraflar yönünden) adreslere de bu madde uyarınca tebligat yapılabilmesidir:
Bu durumda daha önce adli mercilerce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, belirtilen nitelikteki sözleşmelerde yer alan veya söz konusu kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen adrese veya bir kamu kurumu olan adli mercilere, tebligatın ilişkin olduğu soruşturma veya davaya ilişkin olarak tebligat yapılacak kişinin kendisinin bildirdiği en son adrese, önce, bu adresin değişip değişmediğinin bilinememesi nedeniyle anılan Yasanın 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamayarak, tebligat memurunca, ilgilinin adresinin değiştiğinin belirlenmesi ve yine Tebligat Tüzüğü'nün 55/2. maddesi yollamasıyla 28. maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapacağı araştırma sonucunda yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, bu araştırma yukarıdaki açıklanan şekil koşuluna uyularak imza ile de tevsik edildikten sonra, evrak yine mercie iade edilir, ilgili kişilerce yeni bir adres de bildirilmez ise, herhangi bir adres araştırması yapılmaksızın bundan sonraki tüm tebligatlar 6 örnek numaralı tebligat evrakının eski adrese ait binanın kapısına asılması usulüyle yapılır. Bu tebligattan sonraki tebligatlar da, sanığın yeni adresinin hala bilinmemesi durumunda, kapıya asma usulüyle yapılır.
3167 sayılı Kanuna aykırılık suçlarında; adli mercilerce daha önce tebligat yapılmamış olması ve dosya içerisinde, muhatap banka şubesi tarafından gönderilen ve tebligat yapılacak kişinin adresini içeren Ticaret Sicili Gazetesi nüshası, noterlikçe düzenlenen resmi senetler, vergi levhası örneği ve bu gibi kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, ticaret sicilleri ve esnaf ve sanatkarlar odalarınca düzenlenmiş belgelerin yer alması durumunda, bu belgelerde yer alan adreslere öncelikle Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi dışındaki maddelere göre tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamaması halinde, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan usullere uyularak tebligat yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; sanığın duruşmaya çağrılması için gönderilen meşruhatlı davetiyenin, muhatap banka şubesi tarafından gönderilen ve Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesi kapsamında olan resmi kurumlardan, "Ticaret Sicili Müdürlüğü"nce çıkarılan Ticaret Sicili Gazetesi ve "noterlik" tarafından düzenlenen imza sirküleri ve düzenleme şeklindeki vekaletnamedeki sanığın iş adresine, yukarıda açıklanan usullere uygun olarak tebliğ edilmesi gerekirken, başka bir kişiye ait imza beyannamesindeki adrese tebliğe çıkarılması ve öncelikle, anılan kanunun 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebliğe çıkarılıp, belirtilen prosedür yerine getirilmeksizin, doğrudan 6 örnek numaralı tebligat evrakının kapıya asılması suretiyle, yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğinin, böylelikle sanığın usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmaması nedeniyle savunma hakkının kısıtlanmış olduğunun anlaşılması karşısında, yazılı emre dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 9.7.2003 gün ve 2001/902 esas, 2003/689 karar sayılı kararının BOZULMASINA, benzer bir durumda Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 7.12.2004 gün ve 2004/6-178 esas, 214 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, dosyanın, müteakip işlemlerin yapılması için anılan mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına (TEVDİİNE), 16.3.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.