 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E: 2003/3718
K: 2003/22711
T: 22.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
- YASA DEĞİŞİKLİĞİNİN SANIK LEHİNE UYGULANMAMASI
İçtihat Özeti: Mahkemece yeni yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yasaya uygun olarak düzenlenen çekıerin karşılıklarının hazır edilmemiş olması nedeniyle karşılıksız çek keşide etmek suçunu düzenleyen kurallarla korunmakta olan kamu güveni ve hamillerin malvarlığı hakları varlıklarını sürdürmekte olduğu, yani suçun hukuki konusunun ortadan kalkmadığını, böylelikle yasa değişikliğinin sanık lehine geçmişe yürütülmesinin mümkün olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın, olayda uygulama yeri olmayan TCK'nın 2. maddesine dayanılarak beraat hükmü kurulması yasaya aykırıdır.
[3167 s. Çek K. m. (4814 s. yasa ile değişik) m. 3/2 geçici m. 5/1-2]
(765 s. TCK. m. 2)
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ızzet'in yapılan yargılaması sonucunda; beraatine ilişkin (Antalya Birinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1.4.2003 gün ve 2002/1204 esas, 2003/282 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenmiş olduğundan, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 11.6.2003 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
Karşılıksız çek keşide etme suçunun maddi unsuru, ödeme için bankaya ibrazı amnda yasada öngörülen tüm zorunlu unsurları taşıması nedeniyle çek niteliğinde olan bir belgenin karşılığının bankada bulundurulmamasıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere çek, suçun maddi konusu ve ön koşuludur.
Çekin yasal unsurlarını düzenleyen hükümlerde, suç tarihinden sonra yapılan yasal değişikliklerle yeni zorunlu unsurların eklenmesi ve suçun maddi konusunu oluşturan çeke ilişkin bu düzenlemenin ceza hukukunun uygulanması yönünden sanığın lehine olması durumunda, söz konusu yasa değişiklikğinin TCK'nı.n 2. maddesi uyarınca geçmişe yürüyüp yürümeyeceği sorununun, öncelikle sonradan yapılan yasal düzenlemede, bu hususta açık hükümlerin bulunup bulunmadığı; yani suç tarihinde çek vasfında kabul edilen bir belgenin, suç tarihingen sonraki düzenlemelerle getirilen yeni zorunlu unsurlar nedeniyle ceza hukuku uygulaması yönünden geçmişe dönük olarak çek vasfında sayılamayacağının açıkça düzenlenmiş olup olmadığı ve eğer açık hüküm bulunmuyor ise, değişiklik ile "suçun hukuki konusunun" yani suçla korunan hukuki yararın ortadan kalkıp kalkmadığını incelemek gerekmektedir. Karşılıksız çek keşide etmek suçu hukuki konusu ise, ekonomik açıdan para gibi yararlanılan bir değere bağlanan genel yarar (kamu güveni) ve çek hamillerinin malvarlığı haklarıdır.
4814 sayılı Yasa ile değişik 3167 sayılı Çek. Hamillerinin Korunması ve Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Hakkında Yasa'nın 3. maddesinin 2. fıkrasında "Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca Resmi Gazetede yarımlanacak bir tebliğle düzenlenir. Çek defterlerinin her yaprağına, çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, hesap numarası ve hesap sahibinin vergi kimlik numarası yazılif; ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak üzere bunlann yazılmamış olması veya bankalarca baskışekline ilişkin esaslara aykm davramlması çekin geçerliliğini etkilemez" hükmü öngörülmüştür.
4814 sayılı Yasa'nın Geçici 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında ise, "Bankalar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasmca bu kanunun yayımmı izleyen bir ay içinde Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle belirlenecek esaslara uygun olarak yeni çek defterleri bastmrlar. Bankalar, bu tebliğin yayımmı izleyen 3. aynı sonuna kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verir ve ellerindeki eski çek defterlerini imha ederler" ve yasada belirtildiği şekilde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca düzenlenen ve 9.4.2003 tarih ve 25074 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sıra numaralı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna .Ilişkin Tebliğinin Geçici 2. maddesinde "Bu tebliğ ile yürürlükten kaldınlan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tebliğine göre bastmlmış ve bu Tebliğin yayımmı izleyen üçünçü aym. sonurla kadar müşterilere verilmiş çek karnelerinin kullamlmasma devam olunur." hükümlerine yer verilmiştir.
Söz konusu yasa değişikliği ile Türk Ticaret Kanunundaki hükümlere ek olarak, çek defterinin her yaprağında "vergi kimlik numarasının yazılı olması" çekıerde zorunlu bir unsur haline getirilmiş olmakla birlikte, yukarıda belirtilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 4814 sayılı Yasa'nın yürürlü ğe girmesinden önce düzenlenmiş, vergi kimlik
numarasını içermeyen çeklerin ceza hükümlerinin uygulanması yönünden geçerliliklerini yitirdiklerine ilişkin herhangi bir kural öngörülmediği gibi; sözkonusu hükümlerin lafzındanda açıkça anlaşılacağı şekilde, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen çekıerin geçerliliklerini koruyacağı ve hatta, ilgili tebliğin Geçici 2. maddesi hükmü ile, bu tebliğ ile yürürlükten kaldırılan tebliğe göre basılmış ve bu tebliğin yayımını izleyen 3. ayın sonuna kadarmüşterilere verilmiş olançek karnelerinin kullanılmasına da olanak tanınarak, vergi kimlik numarasını içermeyen bu çek yaprakları ile belirtilen geçiş süreci boyunca düzenlenen bu çekıerin dahigeçerli olacağı kabul edilmiştir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen açık hükümler dikkate alınmaksızın, hüküm kurulması yerinde olmadığı gibi; söz konusu düzenlemelerde, sadece vergi kimlik numarasının çekin zorunlu yasal unsuru olduğunun öngörülmesi ile yetinilerek, belirtilen açıklamalara yer verilmemiş olsaydı bile, yeni ya.Sanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yasaya uygun olarak düzenlenen çeklerin karşılıklarının hazır edilmemiş olması nedeniyle karşııksız çek keşide etmek suçunu düzenleyen kurallarla korunmakta olan kamu güveni ve hamillerin malvarlığı hakları varlıklarını sürdürmekte olduğu, yani suçun hukuki konusunun ortadan kalkmadığı; böylelikle yasa değişikliğinin sanık lehine geçmişe yürütülmesinin mümkün olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın, olayda uygulama yeri olmayan TCK' nın 2. maddesine dayanılarak beraat hükmü kurulması
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi (BOZULMASINA), 22.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.