 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E: 2003/3685
K: 2003/22710
T: 22.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
- DOLANDIRICILLK
İçtihat Özeti: 1) Dava konusu belgenin, tek başına çek keşide etmeye ıetkili olan sanığın kendi imzası ile geçerli bir çek niteliğinde olduğu, yani karşılıksız çek keşide etmek suçunun maddi konusunu oluşturacağı; böylelikle sanık hakkında atılı bu suçun unsurlarının incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin; sanığın tek başına çek keşide etmeye yetkili kılındığını bilmesine rağmen, kendi imzasının yanında sahte ikinci imza kullanmak suretiyle hile ve desiseler kullanarak, suça konu çeki keşide edip, almış olduğu mala karşılık vermek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
2) Hesap sahibi şirket ile süt ürünleri satan müşteki arasında, uzun zamandır süre gelen mal alışverişi olduğunun ve bu alışverişler sırasında vadeli çekıerin de düzenlenmekte olduğunun anlaşılması karşısında, dava konusu çekin, sanık tarafından ne suretle müşteki şirket yetkilisine kesildiğinin araştırılarak, sonucuna göre sanığın
hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.
[3167 s. Çek K. (4814 s. yasa ile değişik) m. 16/1]
(765 s. TCK. m. 503)
(6762 s. TTK. m. 589, 613/3, 730)
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Ali'nin yapılan yargılaması sonucunda; dolandırıcılık suçundan hükümlülüğüne ilişkin (Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 24.12.2001 gün ve 2001/228 esas, 2001/947 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenmiş olduğundan, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen tebriğnamesi- ile 3.6.2003 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
CMUK'nın 150 ve 257. maddeleri hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, TCK'nın 342/1 ve 504/3. maddeleori kapsamında gösterilen suç nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığından, tebliğnamedeki (1) nolu bozma, düşüncesine iştirak edilmemiştir. Ancak;
1- Suça konu çek üzerinde iki tane keşideci .imzası bulunmakta olup; sanık savunmasında, hesap sahibi H Hipermarket Turizm Yatırımları ve İşletmeciliği AŞ. 'nin muhasebecisi olarak çalışmakta olup; şirket adına tek başına çek keşide etme yetkisi bulunduğunu, çekteki birinci imzanın kendisine ait olduğunu, şirket adına imza yetkisi bulunan birçok kişi olduğundan çekteki ikinci imzanın kime ait olduğunu bilmediğini belirterek, şirket temsil
cisi olan diğer sanık Verdal tarafından şirket adına çek keşide etme yetkisi nin verildiği, ancak yetki süresinde açıklık bulunmayan Ankara 4. Noterliğinc;e düzenlenen 12.4.1995 tarihli vekaretnameyi dosyaya sunmuştur.
Türk Ticaret Kanunu'nun 730. maddesinde poliçeye ait olup, çek hak
kında da uygulanabileceği belirtilen hükümlerdem, kambiyo senetlerinde "taahhüt/erin bağımsızlığı" ilkesini düzenleyen aynı yasanın 589. maddesinde
"Bir poliçe, po/içe ile borçlanmaya ehi/ olmayan kimse/erin imzasmı, sahte imza/arı, mevhum şahısların imza/arını yahut imza/ayan veya namlarına imzalanmış o/an şahıs/arı herhangi bir sebep do/ayısıy/a i/zam etmeyen imza/arı taşırsa, diğer imza/arm sıhhatine ha/e/ ge/mez" ve avaiin şeklini düzenleyen 613. maddesinin 3. fıkrasında ise "Muhatap veya keşidecinin imza/an müstesna o/mak üzere po/içenin yüzüne konan imza/arm ava/ şerhi sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Sanığın savunmaları ve sanık tarafından sunulan yetki belgesinin süresinin belli olmaması hususları belirtilen yasa hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle sanığın hesap sahibi şirket adına çeki n keşide edildiği tarihte ve çeki n ileri tarihli olarak düzenlenmiş olması olasılığına binaen öncesinde şirket adına tek başına veya müştereken çek keşide etme yetkisinin bulunup bulunmadığının, muhatap banka dışında Ticaret Sicili Gazetesinden ve hesap sahibi şirket yetkililerinden edinilecek diğer belgelerle araştırılarak; sanğın müştereken başka bir şirket temsilcisi ile birlikte yetkili olduğunun ve çekteki ikinci imzanın sahibinin saptanması durumunda, eylemden şikayetin bulunduğu göz önüne alınarak bu kişi hakkında da dava açılarak, sanıkların hukuki durumunun birlikte tayin ve takdir edilmesi gerektiği ve eğer sanığın tek başına çek keşide etmeye yetkili ise, henüz sahteliği anlaşılamayan ikinci imzanın Türk Ticaret Kanunu'nun 730. maddesi yollaması
ile 613/3. maddesi uyarınca aval hükmünde olup; sahte olduğu anlaşılsa bile, aynı Yasanın 589.maddesinde öngörülen imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca avainiteliğinde atılan sahte imzanın sanığin atmış olduğu. kendi imzasının geçerliliğini etkilemeyeceğinden; dava konusu belgenin, tek başına çek Iseşide etmeye yetkili olan sanığın ke,ndi imzası ile geçerli bir çek niteliğinde olduğu, yani karşılıksız çek keşide etmek suçunun maddi konusunu oluşturacağı; böylelikle sanık hakkında atılı bu suçun unsurlarının incelenmesi gerektiği gözetilmaksizin; sanığın, tek başına çek keşide etmeye yetkili kılındığını bilmesine rağmen, kendiimzasının yanında sahte ikinci imza kullanmak suretiyle hile ve desiseler kullanarak, suça konu çeki keşide edip, almış olduğu ma!a karşılık vermek suretiyle dolandırcılık suçunu işlediğinden . bahisle, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması;
2- Kabule göre; lehdar hamile karşı unsurları eksik olan çekle dolandırıcıhk suçunun oluşabilmesi için, alacak doğmadan veya alacağın doğumuyla eş zamanlı olarak çek verilmesi; çek karşılığı sunulan mal veya hizmet teslimi ya da diğer bir edimin çekin karşılığın'ın bulunduğu inancına dayanılarak ifa edilmesi, yani ödememe nedeniyle doğan zarar ile çek arasında nedensellik bağının bulunması ve çeki teslim eden kişide mağduru dolandırmak kastının bulunması gerekmekte olup; dava konusu olayda hipermarket işlet meciliği yapan hesap sahibi şirket ile süt ürünleri satan müşteki S... AŞ. arasında, sanık tarafından tebliğnameye karşı beyanlarını içeren dilekçe ile ekinde sunmuş olduğu belgelerden uzun zamandır süre gelen mal alışverişi olduğunun ve bu alışverişler sırasında vadeli çekıerin de düzenlenmekte olduğunun anlaşılmasıkarşısında, dava konusu çekin, sanık tarafından ne suretli müşteki şirket yetkililerine verildiğinın araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi;
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi (BOZULMASINA), 22.12.2003 tarihinde oy birliği ile karar verildi.