 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E. 1996/8811
K. 1996/9437
T. 17.9.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3167 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
KARAR ÖZETİ : 37.812.000 TL. meblağlı çekin ibraz gününde sanık tarafından açılan menfi tesbit davasında, 37.808.000 TL.'lık kısmı yönünden davanın kabul edildiği, aradaki 4000 TL.'lık farkın ise banka sorumluluğunun limiti dahilinde bulunduğu gözetilmeli, menfi tesbit davasına ilişkin karar kesinleştiğinde, çekin karşılıksız çıkmasının mümkün olmadığı kabul edilmelidir.
(3167 s. Çek K. m. 16)
3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Mevlüt'ün yapılan yargılanması sonunda; eylemine uyan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesi gereğince 1 yıl süreyle hapsine ve 1 yıl süreyle bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına, 1 yıl hapis cezasının 647 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince 3.650.000 TL. ağır para cezasına çevrilmesine dair (Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi)'ndenverilen 30.11.1995 gün ve 1995/17 esas, 1995/1383 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili, sanık vekilleri tarafından istenilmiş, sanık vekilleri duruşmada talep etmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 25.6.1996 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle, kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelenip gereği düşünüldü:
Hükmedilen cezanın nevi ve mahiyetine göre sanık vekillerinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi gereğince REDDİNE.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine. Ancak;
Suç konusu 37.812.000 TL. meblağlı çekle ilgili olarak sanık tarafından ibraz günü olan 28.3.1994 tarihinde Nazilli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/162 esas, 567 karar sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında, çekin 37.808.000 TL.'lık kısmı yönünden dava kabul edildiğine göre, aradaki fark olan 4000 liranın ise banka sorumluluğunun limiti dahilinde bulunması nedeniyle menfi tespit davasına ilişkin karar kesinleştiğinde, suç konusu çekin karşılıksız çıkmasının mümkün olmadığı kabul edileceğinden Nazilli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1.12.1994 gün ve 1994/162-567 sayılı karar ile sanığın anılan miktar kadar borçlu olunmadığına karar verilmiş ise de, bu kararın kesinleşip kesinleşmediği belirlenmemiş olmasına göre, bu konunun araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, müdahil vekili ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 17.9.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.