 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E.. 1993/13234
K. 1994/1905
T. 17.2.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
SAN1Ğ1N KİMLİĞİNİN TESBİTİ
NAS - I IZRAR SUÇUNDA AĞIRLAŞTIRICI
SEBEP
KARAR ÖZETİ : 1- Sanığın kimliği açık olarak tesbit edilmeden sorgusunun yapılması usule aykırıdır.
2- TCK.nun 516. maddesinin ilk fıkrası dışında kalan ve 7 bent halinde sayılan hallerde eylemin özelliğine, zararın ağırlığına, zarara uğrayan şeyin önem ve değerine nazaran 1 ile 7 yıl arasında etkin bir ceza yaptırımına bağlanmak istenmiş olmasına göre, zararın pek fahiş sayılması hallerinde 522. nıadde ile artırım yoluna gidilemez.
(1412 s. CMUK. m. 236)
(765 s. TCK. m. 516, 522)
Nas-ı ızrar suçundan sanıklar Ali İhsan ve Ahmet'in yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine, sanık Ali İhsan'ın cezasının ertelenmesine dair (Senirkent Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 13.5.1993 gün ve 1992/31 esas, 1993/20 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili ile sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 24.11.1993 tarihli tebliğnamesiyle Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
1- CMUK.nun 236. maddesine aykırı olarak sanıklardan Ahmet'in kimliği açık olarak tesbit edilmeden sorgusunun yapılması,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.4.1990 gün ve 1990/93-117 sayılı kararında belirtildiği üzere, 2245 sayılı Yasayla yapılan değişiklik ile TCK. nun 516. maddesinin ilk fıkrası dışında kalan ve 7 bent halinde sayılan hallerde eylemin özelliğine, zararın ağırlığına, zarara uğrayan şeyin önem ve değerine nazaran 1 ile 7 yıl arasında etkin bir ceza yaptırımına bağlanmak istenmiş olmasına, böyle bir düzenleme yapılırken TCK.nun 522. maddesindeki cezayı ağırlaştırıcı nedenler yetersiz görülerek maddenin kendi içerisine yeni ağırlaştırıcı sebepler konularak özel olarak düzenlenmesi karşısında maddenin ilk fıkrası hariç diğer fıkralar ile ilgili olarak hafif ve pek hafif sayıldığı hallerde uygulanabileceği halde, zararın pek fahiş sayılması hallerinde 522. madde ile artırım yoluna gidilemeyeceği, ancak TCK.nun 29. maddesi esas alınarak temel ceza belirlenirken değerlendirmeye tabi tutulacağı gözönüne alınarak, sanıklar hakkında zararın pek fahiş olması sebebiyle TCK. nun 522. maddesi ile arttırma yapılamayacağından değerlendirmenin hükme dayanak yapılan TCK.nun 516/6. madde ve fıkrasında yazılı ceza sınırları içinde yapılmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı müdahil vekili ile sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 17.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.