 |
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
E. 1991/1044
K. 1991/711
T. 11.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
(Suçun unsurlarının oluşması)
ÖZET : Sanığın, kardeşi M. Emin 'e verdiği üç adet çekten iki tanesinin bedeli M. Emin tarafından müştekiye ödenmiş olup, karşılıksız çıkan üçüncü çekin bedeli de sanık tarafından bilahare müştekiye ödendiğine göre, olayda kandırma kastı bulunmadığından dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmaz.
(765 s. TCK. m. 503)
3167 sayılı Yasaya aykırı davranıştan sanık Ahmet hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine dair, (Karabük Asliye Ceza Mahkemesi)n den verilen 19.2.1991 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenilerek, dava evrakı C. Başsavcılığı'nın onama isteyen 26.11.1991 tarihli tebliğnamesiyle Daireye verilmekle; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dolandırıcılık suçundan sözedebilmek için bir kimsenin hulûs ve saffetinden istifade ile kandıracak mahiyette sanialar veya hileler yaparak hataya düşürülmesi ve yarar sağlanması lazımdır.
Saniadan maksat, maddi nitelikteki fiil ve hareketlerle mağduru hataya düşürmek halinde kullanılan aldatıcı vasıtadır.
Hile ile maddi olmayan vasıtalar kullanarak mağdurun hataya düşürülmesidir.
Hile ve sanianın "kandıracak nitelikte olması Iazımdır. Bu niteliğin tayini izafi kıstaslara tabidir. Bu nedenle olaya göre taktir edilmelidir. Burada kastın tayini önemlidir. Yasanın hulûs ve saffetten kastettiği "hüsnüniyettir". Nitekim, kaynak yasa hulûs ve saffet yerine hüsnüniyet sözcüğünü kullanmıştır. Hile ve sanianın kullanılması ile mağdurun hataya düşürülmesi şarttır. Başka bir anlatımla hile ve sanianın kullanılması ile mağdurun hataya düşürülmesi arasında nedensellik bağının mevcudiyeti de şarttır.
Olayımızda, memleketine giden sanığın işi iyi gitmeyen kardeşi Mehmet Emin'e verdiği üç çekten ikisi kardeşi tarafından ödenmiş, suça esas teşkil eden çekin ise karşılığı olmamakla beraber sonradan sanık tarafından ödenmiştir. Kaldı ki sanık, çekleri müşteki Mustafa'ya değil kardeşi Mehmet
Emin'e vermiştir. Sanık müştekiyi ne iş sebebiyle ve nede özel olarak tanımaz. Nitekim, müşteki ödemelerden sonra şikayetten vazgeçmiştir.
Bu itibarla sanığın, müştekinin hulûs ve saffetinden istifade ederek hile ve sanialar yaratıp müştekiyi kandırdığını ileri sürmek mümkün değildir. Kandırma kastı olmayan sanık hakkında dolandırıcılık suçu oluşmadığı halde beraatı yerine yazılı düşünce ile hükümlülüğüne karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddi ile hükmün gösterilen sebeple (BOZULMASINA), 11.12.1991 günü oybirliği ile karar verildi.