 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
21. Hukuk Dairesi
Başkanlığı
Esas Karar
1997/4636 1997/4942
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Ankara 2.İş Mahkemesi
Tarihi : 14.5.1997
No : 2062-735
Davacı : Oyak Renauld Otomobil Fabrikası A.Ş.vekili
Av.Emil H.Franko
Davalı : SSK Genel Müdürlüğü vekili Av.Pakize Öztürk
Davacı, 506 sayılı yasanın ek 24. maddesi kapsamında olmadığının ve
309.540.000 TL. borcu bulunmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar
vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Asuman Celkan
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği
düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı kuruluşun, 506 sayılı yasanın
24. maddesi (L) bendinde sözü edilen ve Sosyal Sigortalar Kurumunca ödenen
sosyal yardım zamlarını kuruma tekrar iade etmekle yükümlü kuruluşundan olup
olmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 506 sayılı yasa 24. maddesi
ile kuruma kimi sosyal sigortalar dallarından aylık ve gelir alanlara sosyal
yardım zammı adı altında bir ödeme yapılmasını öngörmüş, ancak kendisine
ödeme yapılan kişinin yukarıda sözü edilen (L) bendindeki kuruluşlarla ilgisi
halinde bu ödemelerin ilgili kuruluşca kuruma geri verilmesini hükme
bağlamıştı. Mahkeme belirtilen yasal çerçevede bir sonuca ulaşarak hüküm
kurmak istemiş ise de, 8.5.1997 günlü 4247 sayılı yasa konuya yeni boyutlar
kazandırmış ve farklı düzenleme getirmiştir. Yeni yasal düzenleme, uygulanma
zamanı itibariyle devam edegelen tüm uyuşmazlıkları da kapsadığından,
doğrudan gözönünde tutulması zorunluğu bulunmaktadır. Yeni yasa, 506 sayılı
yasanın yukarıda sözü edilen 24. maddenin (L) bendindeki kuruluşlar yönünden
bir ayırım kabul etmiş ve bir kısım kuruluş ve idareler yönünden, sosyal
yardım zamlarının kuruma iadesi hükmünü belli zaman dilimi için askıya almış
ve sorumluluğu hazine üzerinde bırakmış, diğer bir kısım kuruluşlar için ise,
eski yükümlülüklerinin devamını istemiştir.
Gerçekten; 4247 sayılı yasanın 2. maddesi ile 506 sayılı yasanın 24
(L) bendinde sayılan kuruluşlardan; genel ve katma bütçeli idareler, özel
idareler, belediyeler, döner sermayeli kuruluşlar ile kanunla veya
kanunların verdiği yetkiye istinaden kurulan KAMU KURULUŞLARI ve 233 sayılı
kanun hükmünde kararname kapsamına giren teşekkül ve kuruluşlarla bunların
müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden ay başına kadar tahakkuk etmiş bulunan sosyal yardım zammı
ile bunların gecikme zammı ve faiz borçları ile, 1997 yılı sonuna kadar gerek
sosyal yardım zammı ve bunlara ait gecikme zammının 1997 mali yılı Hazine
Müsteşarlığı Bütçesinin (940.01.3.406.900-4792) tertibindeki ödenekten Sosyal
Sigortalar Kurumuna yapılan ödemelerle karşılanacağını, ödeme usul ve
esaslarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı ve
Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığınca müştereken hükme
bağlanacağını ve nihayet anılan kurum ve kuruluşların, sosyal yardım zammı
ile ilgili takibat ve yargıya intikal etmiş uyuşmazlıklarının sona
erdirildiği kabul edilmiştir. Buna karşın sözü edilen yeni yasanın 1. maddesi
2. fıkrasında yukarıda açıklanan kurum ve kuruluşlar dışında kalan ve 506
sayılı yasanın 24. maddesi (L) bendi kapsamı içerisindeki kimi kuruluşların
sosyal yardım zammı ile ilgili hükümlerinin devam ettiği vurgulanmıştır.
Şu duruma göre; uyuşmazlık konusu davada çözümlenmesi gereken ön
sorun; davacı kuruluşun; yeni yasanın 2. maddesinde sözü edilen kuruluşlardan
olup olmadığının saptanması noktasında toplanmaktadır. Eğer davacının,
belirtilen türden bir kuruluş olduğu saptanırsa; yeni düzenleme gereği
uyuşmazlığı, anılan 2. madde çerçevesinde sona erdirmek aksi halde ve kapsam
dışında olanlar için 1. madde hükmünü saklı tutmak koşuluyla, uyuşmazlığı
çözüme bağlamaktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olguların gözönünde tutulmaması
usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli
ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA bozmanın
niteliğine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz
harcının istek halinde davacıya iadesine, 1.7.1997 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|