Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



       T.C.
  Y A R G I T A Y 
 19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I     

Esas      Karar   
97/4595	  97/8465

	   Y A R G I T A Y   İ L A M I	

Mahkemesi   : Beyoğlu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi      : 12.11.1996
Nosu        : 704-543
Davacı      : Sitrad S.A. vek. Av. Fulya Dikici
Davalı      : Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi
              A.Ş. vek. Av. Oğuz Cebe 

	Taraflar arasındaki birleştirilen alacak davasının yapılan yargılaması
 sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen
 reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak
 temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde
 davacı vek. Av. Ata Dinçer ile davalı vek. Av. Oğuz Cebe'nin gelmiş
 olmalarıyla duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü
 açıklamaları dinlendikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu
 anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

                         - K A R A R  -

	Davacı vekili, taraflar arasında 40.000 ton demir çubuk satışı
 konusunda 28.2.1995 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre ilk parti
 maldan 14.500 tonunun gönderildiğini, kalan bakiyenin davalının kabulü mümkün
 olmayan takiplerine itiraz edilmesi nedeniyle gönderilmediğini ve davalının
 sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, müvekkilinin ihtiyacı olan malı başka
 firmalardan karşıladığını, müvekkilinin bu nedenle 102.500 Dolar zarara
 uğradığını ileri sürerek akreditif ve seyahat masrafı ile birlikte 134.937
 Doların tahsilini talep etmiş, birleştirilen dosyada 13.309.15 Dolar
 sürastarya ücretinin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
	Davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşmenin
 imzalanmasından sonra ilk parti malın 14.500 ton olarak davacıya
 gönderildiğini, bu sevkiyatta müvekkilinin, davacının iyi niyetle
 bağdaşmayan, tehdit niteliğindeki tavır ve davranışları ile karşılaştığını ve
 büyük güçlükle sevkiyatı tamamlayabildiğini, satışın FOB satış niteliğinde
 olması nedeniyle davacının Amozonia adlı gemiyi gönderip, MTS Denizcilik Ltd.
 Şti.ni acenta olarak seçtiğini, yükleme sırasında meydana gelen hasarın
 müvekkili tarafından giderilmek istendiği halde, bunun kabul edilmediğini ve
 taahhütname istendiğini, bu taahhütnamenin müvekkili tarafından kabul
 edilmemesi üzerine acenta firmanın konşimento vermeyeceğini ve geminin limanı
 terkedeceğini bildirip tehdit ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından
 tedbir kararı alınarak geminin limanı terketmesinin önlendiğini, ikinci mal
 sevkiyatından önce müvekkilinin ilk parti sevkiyatında ortaya çıkan
 aksaklıklar nedeniyle sözleşmenin bazı maddelerinin değiştirilmesini, acenta
 ve gözetim firmasının yeniden belirlenmesini, akreditifte bazı değişiklikler
 yapılmasını talep ettiğini, bu talebin kabul edilmeyerek akreditifin
 iptalinin istenmesi üzerine iptal talebinin kabul edildiğini, ilk
 sevkiyattaki davacının tutumu ve meydana gelen olaylara göre müvekkilinin
 sözleşmedeki şartların değiştirilmesi yönündeki talebinin haklı olduğunu,
 davacının kusurlu ve iyi niyetle bağdaşmayan davranışları nedeniyle
 sözleşmenin devamının yerine getirilmesine izin ve imkan tanımadığını, bu
 nedenle uğradığı zarar varsa buna katlanmak zorunda olduğunu savunarak
 davanın reddini istemiştir.
	Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, sözleşme konusu
 ikinci parti malın davalı satıcı tarafından teslim edilmediğinin ihtilafsız
 olduğu, bu hususta kusurlu olmadığını ispat etmesi gerektiği halde ispat
 edemediği, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu, sözleşmenin
 davalı tarafından yerine getirilememesi nedeniyle 25.000 ton malın yüksek
 fiyatla başka firmadan alındığı, ton başına 4.10 Dolarlık talebin uygun
 olduğu gerekçesiyle 134.937 Doların dava tarihinden 7 faiziyle birlikte
 davalıdan tahsiline, sürastarya ücretine ilişkin talebin reddine karar
 verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
	1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici
 sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
 davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının
 reddi gerekmiştir.
	2-Davacı, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haksız feshetmesi
 nedeniyle ikame alım yaptığını, bu nedenle bir ton malda 4.10 Dolar zarar
 ettiğini ileri sürerek 102.500 Doların tahsilini istemiştir. Bilirkişi
 raporunda ikame alım nedeniyle davacının zararının ton başına 18 Dolar olduğu
 belirtilmiştir. Taraflar arasındaki satış FOB satış, ikame alımla ilgili
 satışın CİF olduğu anlaşılmaktadır. Bu iki satış arasındaki fark da
 gözetilmek suretiyle davacının ikame alımla ilgili uğradığı gerçek zararın
 saptanması gerekir. Bu konuda bilirkişiden ek rapor alınarak davacının zararı
 belirlenmelidir.
	Diğer taraftan taraflar arasındaki sözleşmede 40.000 ton malın
 satıcının seçim hakkına bağlı olarak 5 fazlası ve eksiğinin verilebileceği
 kararlaştırılmıştır. Opsiyon hakkı, satıcı olan davalıda olduğundan davalı
 kararlaştırılan 5 daha az malı verebileceğine göre davacının zararı
 hesaplanırken opsiyon hakkının mahsubu ile teslim edilmeyen bakiye malın
 ikame alımından doğan zararın saptanması gerekir. Mahkemece bu yönün gözden
 kaçırılması usul ve yasaya aykırıdır.
	Davacı akreditif masrafı olarak 31.117 Dolar, seyahat masrafı olarak
 1.320 Dolar harcama yaptığını ileri sürmüş, mahkemece bu kalemlerin davacının
 zararı olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa bu taleplere
 ilişkin alacakla ilgili belgeler ibraz edilmemiştir. Bu nedenle davacıdan
 akreditif ve seyahat masrafına ilişkin delilleri istenip deliller
 değerlendirilerek varılacak sonucuna göre bu taleple ilgili bir karar
 verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan alacağın sabit olduğu
 kabul edilerek tahsiline karar verilmesi de isabetsiz olup, bozma nedenidir.
	SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalının diğer
 temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün
 davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan
 davalı yararına takdir edilen 9.000.000. TL. duruşma vekalet ücretinin
 davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine,
 16.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye        Üye         Üye           Üye
Y.Mete Günel     N.Sucu     K.Acar      K.O.Şengün    A.Başkır
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini