 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
15. HUKUK DAİRESİ
Esas 1997 Karar
4241 4073
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Yenişehir Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 19.12.1996
Numarası : 1995/149-1996/395
Davacı(Alacaklı): Maliye Hazinesi Vek. Av. Satı Çetinarslan
Davalı(3.Kişi) : 1-Latif Becerik Vek. Av. Ramazan Tekdemir,
Borçlu 2-İbrahim Kösegil
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı
vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, vergi borçlusu İbrahim Kösegil'in Yenişehir'de bulunan
taşıt sürücü kursundaki 1/2 hissesini ortağı olan davalı Latif Becerik'e
devrettiğini ileri sürerek Noter satış senetleri ile yapılan tasarrufların
iptalini dava etmiş, mahkemece satın alan ortağın iyi niyetli olduğu,
borçlunun başka yerlerde de sürücü kurslarının bulunduğu gerekçesi ile dava
reddedilmiştir.
6183 sayılı yasanın 30. maddesi gereğince amme alacaklarının bir
kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu
tarafından yapılan bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya
bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün tasarruflar tarihleri ne olursa
olsun hükümsüzdür.
Olayda iptal davasına konu olan vergi borcu 1989 ve müteakip yıllara
aittir. Satışa ilişkin tasarruflar ise 2.4.1991 tarihinde yapılmıştır. Vergi
Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen inceleme raporunda davalının Ocak 1993 ayı
sonu itibariyle 675.331.163 TL. birikmiş vergi borcu bulunduğu, her ne kadar
başka il ve ilçelerde de sürücü kursu ortaklığı mevcut ise de tesbit edilen
mal varlığının vergi borçlarının aslını bile karşılamaktan uzak kaldığı
belirlenmiştir. Lehine tasarruf yapılan davalı Latif Becerik, borçlunun 1/2
hissesini devrettiği Yenişehir Özel Marmara Motorlu Taşıt Sürücü Kursunun
ortağı olup borçlunun vergi borcu bulunduğunu ve amme alacağının tahsiline
imkan vermemek için tasarrufa giriştiğini bildiği veya bilmek durumunda
olduğunun kabulü gerekir. Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde satın alan
davalı ortağın iyi niyetle hareket ettiği kabul edilemez. Mahkemenin aksi
yöndeki kabulü doğru olmayıp tasarrufların borca yeter miktarının iptaline
karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davayı reddetmesi usul ve
yasaya aykırı bulunmuş ve karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı
yararına BOZULMASINA, 30.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Yücel Akman Ali M.Çiftçi İ.Karataş Y.E.Selimoğlu R.Yalçın
|