 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1997/3892 1997/4575
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :14.5.1996
Nosu :1995/436-1996/400
Davacı :Hasan Kökkız vs.
Davalı :D.S.İ. Genel Müd. vek. Av. Emine Günaştı
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi
cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1976'da yapıldığı anlaşılan kamulaştırma sırasında dava konusu
taşınmazların mülkiyetlerinin ihtilaflı bulunduğu, bu konudaki uyuşmazlığın
8.6.1994 ve 1.5.1995 tarihleri itibarı ile kesin hükümlerle sonuçlandırılıp
taşınmazların davacılar adına tescil edildikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece
8.6.1995 ve 13.7.1995 tarihlerinde açılan davaların taşınmaz mülkiyetlerinin
davacılara intikal ettiği tarihten itibaren 30 gün içersinde açılmamış olduğu
gerekçesi ile reddedilmiştir. Kamulaştırma Kanununda bu kanunla birlikte
uygulanan mevzuat ve uygulamada, taşınmazı iktisap tarihi dava sukutu hak
süresinin başlangıcı olarak alınmamıştır. Kamulaştırma Kanununun 13, 14 ve
25. maddeleri tebligatı öngörmüş olup, sukutu hak süreleri bu tebligattan,
tebligat yapılmamış ise 24.6.1994 tarih ve 1993/3-1994/2 Sayılı Tevhidi
İçtihat gereğince, varsa ferağdan itibaren başlar. Bu nedenle davanın bu
gerekçe ile reddi usul ve yasaya aykırıdır.
Dosya içersinde davacıların murisi olduğu anlaşılan İsmail oğlu Mehmet
Gökkız adına çıkarılmış ve sebebi bildirilmemekle beraber İsmail Gökkız'a
tevdi edilmiş bir tebligat mevcut ise de bu tebligatın kapsamı ve içeriği ile
hangi sebeple muhatabına değil de İsmail'e tebliğ edildiği ve bu sebeple
usulüne uygun bir tebligat olup olmadığı anlaşılamamış olup, bu hususun
mahkemece tahkik ve tespiti gerekir.
Tebligatın usulüne uygun olmadığı yapılan tahkikat sonucu anlaşıldığı
takdirde mahkemece Tebligat Kanununun 32. maddesinin uygulanması bakımından
(tebligat usülsüz olmakla beraber ona muttali olunmuş ve gereği yerine
getirilmiş olması sebebiyle dikkate alınması gereken iyi niyet kuralları)
davacıların murisi veya davacıların mal sahibi adına yatırılmış olması
gereken kamulaştırma bedelini çekip çekmedikleri araştırılmalı, böyle bir
bedelin çekilmediği (dosyadaki listeye göre bu bedel "ihtilaflı" tabiri
konularak kimin adına yatırıldığı açıklanmamıştır) anlaşıldığı takdirde
usülsüz bir tebligat sukutu hak süresinin başlangıcı olamayacağından davanın
süresinde kabulü ile gerekli değerlendirmenin yapılması ve tahkikatın ikmal
edilerek sonuca varılması gerekir.
Tüm bu hususlar incelenmeden davacıların taşınmazı iktisap tarihi
itibariyle süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddi doğru
görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 8.5.1997 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki S.Erçoklu V.Canbilen M.Tutar A.Nazlıoğlu
|