 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
8.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas-1997-Karar
3735 8926
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :BESNİ Asliye Hukuk Hakimliği
Karar Tarihi :20.12.1996
Esas ve Karar no :96/199-418
Bali Pektaş ile Hazine ve Akpınar Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil
davasının kabulüne dair BESNİ Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.12.1996
gün ve 199-418 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından
süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı murisinden intikalen ve taksimen kendisine kalan dava konusu
taşınmazın eklemeli zilyedlik yoluyla ve MK.nun 639/1. maddesi uyarınca adına
tesciline karar verilmesini istemiştir. Hazine davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz
edilmiştir.
Keşifte dinlenen ziraatçı bilirkişi dava konusu taşınmaz içerisinde
tahminen 30-35 yıl önce mevcut olan menengiç ağaçlarının aşılanmak suretiyle
antep fıstığı bahçesi haline getirildiğini, boş yerlere ise üzüm bağı
dikildiğini bildirmiştir. Hazine vekili de cevap layıhası ve temyiz
dilekçesinde taşınmaz içerisindeki orman emvali sayılan menengiç ağaçlarının
aşılanması suretiyle antep fıstığı haline dönüştürüldüğünü bu sebeple orman
incelemesi yapılması ve orman idaresinin davaya dahil edilmesi gerektiğini
ileri sürmüştür. Ziraatçı bilirkişi raporu ve savunma karşısında taşınmazın
niteliğinin belirlenmesi, başka bir anlatımla orman sayılan yerlerden olup
olmadığının anlaşılabilmesi için taşınmaz üzerinde uzman bilirkişi orman
yüksek mühendisi aracılığıyla usulüne uygun şekilde orman araştırması
yapılması gerekir. Zira, 14.7.1956 tarih ve 6777 sayılı "Zeytinciliğin Islahı
ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki 3573 Sayılı Kanunun Sakız ve
Nevileri ile Harnuplara da Teşmiline Dair Kanun"a göre 3573 sayılı kanun
hükümleri sakız ve benzeri ağaçlara da uygulanır. "Antep Fıstığı ve harnupluk
tesisi için sakız nevileri olan menengiç, buttun, yabani sakız, adi sakız,
Filistin sakızı ağaçlarını aşılamak suretiyle istifade etmek isteyenler
hakkında, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair 3573
Sayılı Kanun ile bu kanunun 14. maddesini değiştiren 3669 sayılı kanun ve bu
kanunlara göre çıkartılan tüzükler aynen uygulanır." Yabani zeytinlikler ile
yukarıda sayılan bitkiler arasında bulundukları yer yönünden farklılık
yoktur. Antep fıstığı ve harnuplukların aslını oluşturan sakız türleri,
yabani zeytinlikler gibi ya orman içerisinde bulunur ya da orman dışındaki
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde bulunabilir. Yabani
zeytinliklerin 3573 sayılı kanunda açıklanan tahsis koşullarının varlığı
halinde bu yasa gereği kazanıldıkları gibi bunlarda aynı yasal koşul ve
tahsisin varlığı halinde edinilebilirler. Ancak orman içerisinde olanların
3553 sayılı yasadaki tahsis şartlarının yerine getirilmesi halinde, orman
dışında kalan devlete ait boş arazideki yabani zeytinliklerde olduğu gibi
Antep fıstığı ve harnupların tesisi için gerekli sakız cinsinden olan
menengiçlerin de bulunduğu yerler orman sayılmayan Devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından bu tür yerlerin ancak 3402 sayılı
kanunun 17. maddesindeki ihya ile ilgili koşulların varlığı halinde
kazanılmaları mümkün olacağından taşınmazın orman yönünden niteliğinin
belirlenmesi önem kazanmaktadır. Bir yerde orman araştırması yapılırken
öncelikle o yerde orman tahdidi yapılıp yapılmadığı orman idaresinden
sorulmalıdır. Orman kadastrosu yapılan bölgelerde, nizalı taşınmazın
bulunduğu bölgeye ait kesinleşmiş sınırlandırma haritası, çalışma ve askı
tutanakları getirtilerek bunlar uzman bilirkişi orman yüksek mühendisi ile
yerel bilirkişi aracılığı ile mahallinde uygulanmak suretiyle nizalı
taşınmazın yeri orman tahdit haritasında tespit ve belirtilerek bu yerin
orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşmiş orman tahdit haritasına
göre tesbiti zorunludur.
Taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi yapılmamış ise o yerin
öncesinin ne olduğu, orman sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı yönünden
araştırma yapılması gerekir. Bu araştırma yapılırken dava konusu taşınmazın
ne olduğu ve hukuksal niteliği varsa ilgili yerlerden getirtilerek memleket
haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planları, bu konuda uzman orman
yüksek mühendisi bilirkişi aracılığı ile mahallinde uygulanmalı ve taşınmazın
bu belgelerde ne olarak gösterildiği ve niteliği belirlenmeli ve bu uygulama
sonucu kapsamlı şekilde düzenlenecek krokide işaret edilerek denetlenmeye
elverişli biçimde ayrıntılı bilgiyi kapsayan rapor düzenlenmelidir. Raporda
ayrıca taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü üzerinde durulup,
6831 s.k.nun 1 ve ilgili maddelerindeki ormanla ilgili unsurlar gözönünde
tutularak orman sayılan yerlerden olup olmadığı gerekçeli şekilde
açıklanmalı, ayrıca taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümleri
karşısında durumu incelenip saptanmalıdır. 3116 sayılı kanunla sadece Devlet
ormanlarının belirlendiği 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sk.nun 1.
maddesi gereğince 2. maddede sayılan istisnalar dışında bütün ormanların
devletleştirildiği, devletleştirilen ormanlardan bazılarının sonradan
yürürlüğe giren 5658 s.k.la iadeye tabi tutulduğu, iade koşullarının yasada
gösterildiği gözönünde tutulmalıdır.
Öncesi orman olan yerin bitki örtüsü yok edilse dahi salt orman
toprağının orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerektiği de
düşünülmelidir. (HGK. 16.10.1991 T., 1991/7-388 E., 498 K.; 16.12.1992 T.,
1992/20-673-768; 26.4.1995 T., 1995/20-166-423).
Taşınmazın araştırılan niteliği itibariyle uyuşmazlık ormana ilişkin
bulunduğuna göre ilgisi nedeniyle MK.nun 639/3. maddesi uyarınca Orman
İdaresi de davaya dahil edilerek, savunması alınmalıdır.
Ayrıca dava konusu taşınmazın tesbit dışı bırakılan yerlerden olduğu
anlaşılmaktadır. Bu hususta her ne kadar mahkemece tesbit dışı bırakılma
sebebinin bildirilmesi için kadastro müdürlüğüne müzekkere yazılmamış ise de
müzekkere keşif yapılmadan ve dava konusu taşınmazın konumu ile mevkii ve
sınırları belirlenmeden dava dilekçesine göre yazılmıştır. Bu kerre fenni
bilirkişinin 2.10.1996 tarihli kroki sureti eklenmek suretiyle dava konusu
taşınmazın tesbit dışı bırakılma sebebinin kadastro müdürlüğünden sorulması,
gerektiğinde paftası getirtilerek üzerinde inceleme yapılması ve taşınmaza
komşu kadastro işlemine tabi tutulan yerlere ait tutanaklar ile varsa
dayanağı belgeler de getirtilerek mahallinde uygulanmak suretiyle taşınmazın
niteliğinin bu belgeler açısından da belirlenmesi gerekir. Eksik inceleme ile
hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü
ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 23.12.1997 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H.H.Özdemir M.Kaşıkçı H.Erdoğan C.Şat S.İlday
|