Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.	
 Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

E. 1997/3-289 
K. 1997/562
T. 18/06/1997

	ÖZET : Mahkeme tarafından Yargıtay'ın göreve ilişkin bozma kararına
 uyulmakla taraflar yönünden usule ilişkin kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü
 gerekir ve mahkeme bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak zorundadır.

	Taraflar arasındaki "senet iptali" davasından dolayı yapılan yargılama
 sonunda; Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen
 l7.9.l996 gün ve l996/352; 462 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili
 tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28.ll.l996 gün
 ve l996/l0697-ll802 sayılı ilamı ile (... İptali istenilen sözleşme taşınmaz
 malın haricen satışına ilişkin bulunmaktadır. Bu sözleşmenin iptali davası
 taşınmaz malın mülkiyetini etkileyecektir. Bu itibarla görev yönünü tesbit
 bakımından taşınmaz malın dava tarihindeki değeri keşif yapılmak suretiyle
 belli edilmeli, saptanacak değerine göre mahkemenin görevli olup olmadığı
 üzerinde durulup, mahkemenin görevine girmediği anlaşılırsa dava dilekçesi
 görev noktasından reddedilmelidir.
	Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
 şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine
 geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemce önceki kararda
 direnilmiştir.

	Temyiz eden    :Davacı vekili                    

	 	HUKUK GENEL KURULU KARARI

	Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü:
	Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu
 bozma kararına gerek iradi ve gerek Kanuni şekilde uymuş olan Hukuk Mahkemesi
 bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
 Mahkeme bozma kararından dönerek ısrar kararı veremeyeceği gibi, hükmünün
 bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında
 da yeni bir hüküm kuramaz.
	Bu müesseseye "usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak"
 denilir.
	Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda anılan müesseseye ilişkin açık
 bir hüküm bulunmamaktadır. Nevarki, "Usuli Müktesep Hak" davaların uzamasını
 önlemek hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin
 sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İnançları ile kabul edilmiş usul
 hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.
	Bozmaya uyulmasına açıkça karar verilmesiyle taraflardan birisi
 yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı
 iş, bozma kararınca işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural
 olarak hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar,
 bunun istisnalarındandır.
	Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır, ister
 aynı oturumda, ister daha sonraki oturumlarda olsun bundan dönerek eski
 hükmünde ısrar edemez. Hakim değişikliği olsa dahi bozmaya uyma ara
 kararından dönülemez ve ısrar kararı verilemez. Verilirse bu bir ısrar kararı
 değil yeni bir karar niteliğindedir. Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş
 olan usuli müktesep hak müessesesinin birçok hukuk kaideleri gibi özellikle
 kamu düzeni düşüncesi ile getirilmiş istisnaları vardır. Bunların biri de,
 görev konusudur. Yargıtay görevsiz mahkemenin vermiş olduğu bir hükmü,
 görevsizlik nedeni ile değil de, başka bir nedenden bozmuş ise, taraflar
 mahkemede görev itirazında bulunabilecekleri gibi Yargıtay da, ikinci temyiz
 aşamasında mahkemenin hükmünü görevsizlikten dolayı bozabilir. Nitekim; görev
 konusuna bakılmayarak verilmiş olan bir bozma ilamında görev konusunun
 çözümlenmediği çok açıktır.
	Ne varki, gerek hüküm mahkemesinde, gerek Yargıtay'da görev itirazı
 ileri sürülmüş ve Yargıtay görev itirazını reddetmiş ve hükmü başka
 nedenlerden bozmuş, mahkeme de bozmaya uymuş ise, bozmaya uyularak yapılan bu
 yeni yargılama sonunda artık görev itirazında bulunulmaz. (Bkz. 4.2.l959 gün
 ve l3/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
	Görüldüğü üzere, Yargıtay sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı ile
 HUMK.nun 7. maddesine mutlak bir kapsam vermekten kaçınmış, özellikle
 Yargıtay'ca görev itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir bozma yapılmış bu
 bozmaya mahkemece uyulmuş olması durumunda usule ilişkin kazanılmış hak
 doğacağı ve mahkemenin artık bundan dönmesinin mümkün olamayacağına önemle
 işaret edilmiştir.
	Gerçekten, mahkemenin, doğru bularak uyduğu veya kanun gereğince uymak
 zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir aşamaya
 kavuştuğunda kuşku ve duraksamaya yer bulunmamaktadır. Esasen buna aykırı
 karar verilmesi, usul ve kanuna uygunluğu, hem Yargıtay hemde mahkemenin uyma
 kararı ile tesbit edilen hukuki olgunun, bir kez daha zamanla
 sınırlandırılması mümkün olmayacak şekilde, yeniden tartışılmasına yol
 açarki, böyle bir sonuç medeni yargılama hukukunun hakka kavuşma ve bulma
 amacına, aykırı düşer. Dahası, hukuki kararlılık bozulur ve yargı kararlarına
 karşı toplumun güveni sarsılır ve kamu düzeni haleldar olur. Hal böyle olunca
 yanlışlığı açık olan bir kararda ısrar edilmesine olanak tanımamak gerekir.
 Bundan başka, Ticaret Kanununun 5. maddesinin 3. fıkrası uyarınca Hukuk ve
 Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümünün, görev konusu olmaktan çıkarılmış
 bulunması, yasa koyucunun görev sorununa mutlak bir şekilde kayıt koymadığını
 açıkça göstermektedir.
	Yine, HUMK.nun değişik 440 maddesinin (3) sayılı bendinin (2). fıkrası
 hükmünce, göreve ilişkin düzeltme yasağı getirilmesi ayrıca HUMK.nun değişik
 7/III maddesi ile taraflar görev itirazında bulunmuş ve asliye mahkemesi de
 görevsizliğini kendiliğinden gözetmeden esas hakkında hüküm vermiş olması
 halinde, Yargıtay'ın, Asliye Mahkemesinin bu hükmünü görevsizlikten dolayı
 bozamaması az yukarıda açıklanan kabulü dolaylı şekilde doğrulamaktadır.
 Somut olayda yerel mahkemece Yargıtay 3.H.D.nin l996/l0697-ll802 sayılı ve
 28.ll.l996 günlü göreve ilişkin bozma kararına 7.2.l997 tarihli oturumda
 uyulmuş. Daha sonra 2l.2.l997 günlü oturumda bozmaya uyma kararından
 dönülerek esasa ilişkin hüküm kurulmuştur.
	Yukarıda açıklanan nedenler altında, iradi şekilde Yargıtay'ın göreve
 ilişkin bozma kararına mahkeme uymakla taraflar yönünden usule ilişkin
 kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekir ve mahkeme bozma kararı
 doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. O nedenle, yerel mahkeme kararı usule
 ve yasaya aykırıdır. Bozulmalıdır.
	Bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine, yer görülmemiştir.
	SONUÇ   :Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
 kararının gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince
 BOZULMASINA, mahkemenin Özel Dairenin bozma kararı doğrultusunda işlem
 yapmasına, istek halinde geri temyiz peşin harcının verilmesine 18.6.1997
 gününde, ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

Birinci
Başkanvekili     4.H.D.Bşk.        21.H.D.Bşk.      2.H.D.Bşk.
İsmet ARSLAN     M.C.Keskin        O.Yalçınkaya     T.Alp
                 Usuli kazanılmış
                 hak yok.

5.H.D.Bşk.       1.H.D.Bşk.        3.H.D.Bşk.       8.H.D.Bşk.
A.C.Göğüş        E.Özkaya          N.Yavuz          H.H.Özdemir
                                                    Usuli kazanılmış
                                                    hak yok.

7.H.D.Bşk.V.     N.Durak           Ö.Bilen          Ş.D.Kabukçuoğlu
İ.Haznedaroğlu   Usuli kazanılmış   
                 hak yok.

6.H.D.Bşk.V.     B.Kartal          Y.Koru           M.Tunaboylu
Ş.K.Erol         Usuli kazanılmış                   Usuli kazanılmış
                 hak yok.                           hak yok.

M.Yıldız         9.H.D.Bşk.V.      Ş.Yüksel         H.Demirhan
                 Ş.E.Serim

İ.Demirkıran     A.M.Çiftçi        S.G.Erçoklu      N.Sucu

Ş.Abik           N.Ertuğrul        A.E.Baçcıoğlu    M.S.Özer
Usuli kazanılmış                   Usuli kazanılmış
hak yok.                           hak yok.

İ.Erdemir        A.Güneren         İ.Yanıklar       O.H.Mustafaoğlu

İ.Özmen          H.Erdoğan         İ.N.Erdal        A.U.Turan
Usuli kazanılmış Usuli kazanılmış
hak yok.         hak yok.

E.Güvener        Y.Büken           U.Öztürk         E.Özcan

R.Yalçın         C.Şengüler        A.Özdemir  
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini