 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
6.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
97/2773 97/2914
ÖZET:Taahhüde dayalı tahliye davasının taahhüt edilen tarihi izleyen 1
ay içinde açılması gerekir. 1 ay içerisinde tahliye için takib yapılmışsa
dava süresindedir.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası
yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, icraya yapılan itirazın iptali ve yazılı taahhüt nedeniyle
kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş hüküm
davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Taahhüde dayanan tahliye davasının taahhüt edilen tarihi izleyen bir
ay içinde açılması veya bu süre içinde icra takibi yapılmış olması
zorunludur. Daha önce kiracıya bildirilen tahliye iradesinin süreyi koruma
niteliği olmadığından böyle bir irade açıklamasının hukuki değeri yoktur.
İcra takibi süreyi koruyacağından takip halinde bir aydan sonra da dava
açılabilir. Dava süresinde açıldığında o ayın kirasının ihtirazı kayıtla
alınması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı
tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara
alınması gerekir.
Olayımızda: Davacı 1.8.1994 başlangıç tarihli 2 yıl süreli sözleşme
ile kiralananın kiracısı olan davalının bu yeri 1.8.1996 tarihinde tahliye
etmeyi 15.9.1994 tanzim tarihli taahhütname ile kabul ettiğini, ancak
bildirilen tarihde tahliye etmemesi üzerine 1 aylık süre içinde icraya
başvurmasına rağmen davalının buna itiraz ettiğini iddia ederek genel
hükümlere göre bu davayı açmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi tahliyenin
taahhüt edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde icraya başvurularak tahliye
istendiğine göre bu takip dava açma süresini korumuştur. Taahhütnamenin icra
takibi sırasında hemen verilmemiş olması genel hükümlerdeki bu dava yönünden
delil teşkil etmesi sebebiyle davanın reddine neden teşkil etmez. Davalının o
taahhütnamedeki imzayı inkar ettiği ve uyuşmazlığın bundan kaynaklandığı
anlaşıldığından, uyuşmazlığın usul hükümleri çerçevesinde çözümlenerek
neticeye göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi usul ve
yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.3.1997 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ö.N.Doğan M.Elçin S.Tükenmez Ş.K.Erol A.N.Kaynak
|