 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
21. Hukuk Dairesi
Başkanlığı
Esas Karar
1997/2387 1997/2444
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Ankara 5. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.2.1997
No : 15-66
Davacı : Hatice Çukurtepe vekili Av. Ömer Tefon
Davalılar : 1-S.S.K. Genel Müdürlüğü vekili Av. Ümit Aluçluoğlu
2-Çağlar Apartman Yöneticiliği vekili Av. İlhan Horoz
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20.9.1979- 30.3.1995
tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini
istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar
vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan kurum vekilleri tarafından temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik
Hakimi Mesut Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar
okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 20.9.1979 ila 30.3.1995 tarihleri arasında davalıya ait
işyerinde, sigortalı olarak geçen, kuruma kayıt ve tescil edilmeyen
hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Davacı eşi Nazım Çukurtepe'nin
tesbiti istenilen dönemde Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulunda T.C. Emekli Sandığına tabi olarak sabah 8.30, akşam 17.30
arasında normal, 17.30 ve 21.30 arasında fazla mesai ve ayda iki hafta
Cumartesi günleri sabah 10 ila akşam 16.00 saat arası fazla mesai ile
çalıştığı, kapıcı sözleşmesinin Nazım Çukurtepe ile yapıldığı, kapıcı
ücretini de davacı eşinin aldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık,
kapıcılık görevinin kimin tarafından yerine getirildiği, giderek eylemli
çalışmanın (kalorifer yakma, temizlik ve alış veriş) gibi işlerin, davacı
tarafından mı, yoksa kamu işyerinde (full-time) şeklinde çalışan Nazım
tarafından mı yerine getirildiği noktasında toplanmaktadır.
Geçmiş hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesi için
çalışanın, "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde
işverenin işyerinde çalışması koşuldur. Öte yandan, 506 sayılı yasanın 2.
maddesine göre, bir hizmet aktine dayanarak bir veya birkaç işveren
tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılır. Anılan kanunun 6. maddesinde;
çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden "sigortalı" olurlar.
Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri
sigortalının işe alındığı tarihte başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve
yükümünden kaçınılmaz ve vazgeçilemez hükmü öngörülmüştür. Şu duruma göre bir
kimse hizmet akdine dayanarak çalışmaya başlaması ile kendiliğinden sigortalı
olur. Başka bir anlatımla, sigortalı olmak için 506 sayılı yasada, 1475
sayılı yasanın 9. maddesine koşut hizmet aktinin yazılı olarak yapılması
yönünden benzer bir hüküm mevcut değildir.
Somut olayda, 12 daireden oluşan kömürlü kaloriferli apartmanın tüm iş
ve işlemlerinin ateşçi belgesine sahip davacı tarafından yerine getirildiği
dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Esasen, kamu işyerinde
full-time ve fazla mesaiye tabi olarak çalışan davacı eşinin, aynı zamanda
apartman işyerinde çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına ve yaşam
deneyimlerine de uygun düşmez. Hukuk Genel Kurulu'nun 6.11.1996 gün
1996/537-735 sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Bundan başka, kapıcı
sözleşmesinin davacı eşi ile yapılması; işvereni sigorta yardımı ve
yükümlülüğünden kurtarmaya yönelik olduğundan, sonuca etkili olmadığı da
ortadadır. Kaldı ki, davacı eşinin mesai saatleri dışında zaman zaman
apartman işyerinde çalıştığı varsayılsa da, bu çalışma, işyerinde hizmet
aktine dayalı olarak çalışan, davacıya yardım niteliğinde olduğunun kabulü
gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul
edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz
harcının istek halinde davacıya iadesine, 7.4.1997 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Orhan YALÇINKAYA A.Hamzaoğulları U.Araslı Y.Yasun O.Can
|