Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
8.Hukuk Dairesi
     Sayı:

Esas-1997-Karar
2356	  8285

                    Y A R G I T A Y    İ L A M I

Mahkemesi           :HALFETİ Asliye Hukuk Hakimliği
Karar Tarihi        :22.2.1988
Esas ve Karar no    :79/231-88/48

	Mustafa Yiğit ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının
 kabulüne dair HALFETİ Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 22.2.1988 gün ve
 231-48 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından süresinde
 istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

                          YARGITAY  KARARI

	Davacı, babasından taksimen intikal ve eklemeli zilyedliğe dayanarak
 dava konusu 834 parsel numaralı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile adına
 tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraflardan delilleri
 sorulup, toplanmadan ve delillerin ikame ve toplanmasıyla ilgili usulü
 işlemler yerine getirilmeden yıllarca süren keşif günü tayin ve tespiti ile
 geçirilen zamandan sonra yapılan keşifte kendiliğinden dinlediği bilirkişi
 beyanı ile yetinilerek karar verilmiştir. Davanın hukuki mahiyeti ve
 taraflarca hazırlama ilkesi gereği çekişmeli hususların isbatı için
 taraflarca delil gösterilmesi zorunludur. HUMK.nun 3156 sayılı kanunla
 eklenen 179/3. maddesine göre kural olarak davacı dava dilekçesine
 "delillerinin nelerden ibaret olduğunu" yazma ve 195/1. madde hükmüne göre de
 davalı süresi içerisinde cevap lahıyasında varsa karşı delillerini bildirmek
 zorundadır. Taraflar HUMK.nun 180/1. maddesi uyarınca da yazılı delillerin
 örneklerini karşı taraf adedinden bir fazlası ile dilekçe ve cevap lahıyasına
 eklemelidir. Başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de gerekli
 açıklamaları yaparak posta giderlerini de pul olarak vermelidir.
	Yargılama başladıktan ve taraf vekilleri dinlenip gerekli açıklamalar
 yapıldıktan sonra taraflar arasındaki çekişmeli hususların isbatı için
 delillerin toplanmasıyla ilgili aşağıda açıklanan usulü işlemler de yerine
 getirilmelidir.
	Tarafların öncelikle iddia ve savunmalarını hangi delillerle isbat
 edeceklerini bildirmeleri, HUMK.nun 77. maddesinde açıklanan, çabukluk,
 basitlik ve ucuzluk ilkeleri sonucu gereği olarak da delillerini göstermeleri
 ve hasretmeleri ve ayrıca HUMK.nun 241/2. maddesine göre de tanıklarını hangi
 husus (olay) hakkında dinleteceklerini mahkemeye bildirmeleri gerekir. Bu
 işlemler tamamlandıktan sonra mahkemece HUMK.nun 217/2. maddesi uyarınca
 karşılıklı tebliğ için taraflara uygun bir süre verilerek oturum başka bir
 güne ertelenmelidir. Deliller hasredilmedikçe yargılamanın her safhasında
 delil göstermek mümkündür. Bu da yargılamanın çabuk, basit ve ucuz olması
 ilkesine ters düşer. Bu ilkenin zedelenmemesi için mahkemece deliller
 taraflara hasrettirilmeli ve işin uzaması önlenmelidir.
	Yazılı delillerin dava dilekçesi ve cevap lahıyasına eklenmemiş veya
 gönderilmemiş olması halinde; ilk oturumda istenen hususların 10 günlük kesin
 sürede yerine getirilmesi veya eksikliğin tamamlanması hususu HUMK.nun 180/2.
 maddesi hükmü uyarınca taraflara bildirilmelidir. Verilen bu süre içerisinde
 ellerinde bulunan yazılı delil ve belgelerini mahkemeye vermemeleri veya
 eksik vermeleri halinde bu belgeleri davada delil olarak gösterme hakkını
 kaybedecekleri düşünülmelidir. Taraf delillerinin ikame ve toplanması için
 açıklandığı şekilde usulü işlemleri yerine getirilmeden ve yeterli delil
 toplanmadan karar verilmesi usul ve Yasaya aykırı ve isabetsizdir.
	Mahkemece yapılan keşifte kendiliğinden dinlediği bilirkişi beyanı ile
 yetinilerek karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. Dava
 zilyedliğe dayanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkin bulunmaktadır. Bu
 tür davalarda iktisabı sağlayan zilyedliğin isbatı gereklidir. Zilyetlik
 olayları maddi olaylardandır. Maddi olaylar ancak tanık ve benzeri delillerle
 ispat edilebilirler. Mahkemece zilyedlik araştırmasında bilirkişinin verdiği
 bilgi ile yetinerek hüküm vermiştir. HUMK.nun 275. maddesinde hangi amaçla
 bilirkişinin bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Bunun dışında tanık
 sözleri ile tesbiti gereken bir yön için tanık dinlenmeden bilirkişinin
 bilgisi ile yetinilemez. Benimsenen usul ve kanuna uygun olan uygulamaya göre
 zilyedliğin ilk önce tanık sözleri ile tesbiti şarttır. Bu yapılmadıkça
 bilirkişi sözleri yalnız başına bir delil olamaz. Taşınmaz malın yer, sınır
 ve dava tarihindeki değeri konusunda özel bilgisini veren yerli bilirkişinin
 zilyetlik konusundaki sözleri ancak, zilyetliğin tesbiti maksadı ile dinlenen
 tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren tamamlayıcı bir bilgi olarak
 gözönünde tutulabilir. O halde zilyetliğe dayanan tescil-tapu iptali ve
 tescil davalarında tanık dinlenmeden yerel bilirkişinin sözleri ile tescil
 veya iptal kararı verilemez (HGK.,30.3.1994 T.,1993/8-938 E.,1994/17GK).
	Bu itibarla yukarıda açıklandığı gibi zilyedlik olaylarının tanık
 sözleri ile ispat edileceğinin gözönünde tutulması, taraflardan tanık ve
 benzeri delillerin istenmesi taraflar delillerini bildiren tanık listelerini
 ibraz ettiklerine göre bunların HUMK.nun 259. maddesi uyarınca taşınmaz
 başında dinlenmeleri ve tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirildikten
 sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken bunlar yerine
 getirilmeden eksik inceleme ile sadece bilirkişi sözleri ile yetinilerek
 hüküm verilmesi isabetsizdir.
	Mahkeme davacının dayandığı 207 tahrir numaralı vergi kaydının
 herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğini de araştırmamıştır. Bu
 hususun Kadastro Müdürlüğünden sorularak araştırılması gerekir. Yukarıda
 açıklandığı gibi taraf delilleri ve tanıkları sorulup tespit edilmeden
 bilirkişi beyanı ile yetinilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bilirkişi
 aracılığıyla yapılan zilyetlik araştırması da yeterli değildir. Bir taşınmaza
 kimin zilyet olduğu ve zilyetlik şartlarının mevcut olup olmadığı yönü
 araştırılırken tanıklardan:
	Taşınmazın niteliği ve öncesinin kime ait olduğu ilk zilyetliğin ne
 zaman başladığı yani malik sıfatıyle zilyetliğin tesis tarihi, ne şekilde
 sürdürüldüğü sorulmalıdır. Taşınmaz el değiştirmiş ise, zilyetliğin kimden
 kime devrolunduğu, satış, bağış gibi bir temlik söz konusu ise, satıcı veya
 bağışlayanın satış ve bağışa yetkilerinin bulunup bulunmadığı, satış ve
 bağışın yasal olup olmadığı, kimin ne zamandan beri taşınmaza zilyet olduğu
 araştırılmalıdır.
	Olayda eklemeli zilyetliğin mevcut olup olmadığı, yeni ve eski
 zilyetler arasında muris ile varis, bağışlayan ile bağışlanan, satıcı ile
 alıcı gibi kimseler arasındaki kanuni veya akdi ilişkilerden doğan hukuki bir
 bağın ve bitişikliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin taşınmazın ekonomik
 amacına uygun biçimde, nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla sürdürülüp
 sürdürülmediği sorularak bu yönler üzerinde durulmalı ve sonucuna göre bir
 karar verilmelidir.
	Eksik ve yetersiz inceleme ve taraf delilleri sorulup toplanmadan
 araştırılması ile hüküm verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu sebeple
 yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA
 9.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye            Üye          Üye         Üye
H.H.Özdemir     M.Kaşıkçı      H.Erdoğan      C.Şat      S.İlday
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini