 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2. HUKUK DAİRESİ
Sayı :
ESAS KARAR
97/2218 97/3407
27.3.1997
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet:Sulh Mahkemesinin görevi içinde bulunan bir işe Asliye
Mahkemesinde bakılmış olması halinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 7/3.
maddesi yazılı emir yolu ile bozmaya engel değildir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı
üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle, evrak
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacılar Ali ve Maviye Karataş tarafından, davalılar Mehmet ve Arife
Yavuz aleyhine açılan, davalıların velayeti altındaki küçük Murat'ın evlat
edinilmesine izin verilmesine dair dava mahkemece aynen kabul edilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428/2. maddesi "Mahkemenin davayı
rüyette vazifedar bulunmaması" mutlak bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
Aynı Kanunun 7/3. maddesinde "bir dava, Asliye Hukuk Mahkemesinde hükme
bağlandıktan sonra, davanın Sulh Mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri
sürülerek üst mahkemede itirazda bulunulamaz" biçimindeki hüküm Anayasa'nın
141/4 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 77. maddelerinde yer alan
çabukluk ve ucuzluk prensibinin bir uygulaması olarak yer almaktadır. Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesinde düzenlenen kanun yararına
bozmada ise kanunun doğru uygulanmasına dikkat çekmek amacı güdülmektedir. Bu
sebepledir ki kesin olan kararlar hakkında dahi temyiz incelemesi mümkün hale
getirilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 7/3. maddesinde yer alan
yasağı kanun yararına bozma isteminin incelenmesi sırasında dikkate almak
mümkün değildir. Aksi halde görev yönünden yapılan hatalara mahkemelerin ve
ilgililerin dikkatini çekme imkanı ortadan kaldırılmış olur.
Dava evlat edinmeye izin verilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 8. maddesinin 5. fıkrasında bu davalara, Sulh Hukuk
Mahkemesinde bakılacağı açıkça yazılı bulunmaktadır.
Bu amir hüküm karşısında Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada
mahkemece görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesine
gönderilmesi gerekirken, esasa dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı
bulunmuştur.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan
sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına
BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi. 27.03.1997
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Özcan Aksoy A.İ.Özuğur
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 18.07.1981 gün ve 2494 sayılı yasa
ile değişik 7/son maddesi "Bir dava Asliye Mahkemesinde hükme bağlandıktan
sonra davanın Sulh Mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri sürelerek üst
mahkemede itirazda bulunulamaz" hükmünü getirmiştir.
Madde özellikle doğrudan gözetilmesi gereken görev konusunda ayrıcalı
bir hüküm getirmiş, göreve ilişkin yanılgıyı belirli koşullarla (itiraz
edilmeme) yasallaştırmıştır. Yasa koyucu bu kuralı dava ekonomisi ve üst
mahkemede görülmenin daha güvenli olacağı amacına yönelik olarak
düzenlemiştir. Somut olayda görev itirazı bulunmadığına göre yasaya aykırılık
belirtilen kural gereği yasallaşmıştır (Ortadan kalkmıştır). Yasaya aykırılık
bulunmadığından hükmün yasa yararına bozulması görüşüne katılmıyorum.
Üye
Nedim Turhan
|