 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1997/2214 1997/4006
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Yalova Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi :6.12.1996
Nosu :1994/933-1996/999
Davacı :A.Fikret Çam Vek. Av. Sema Canbulat
Davalı :N.Nedret Çam vs. Vek. Av. İhsan Yıldız
Dava dilekçesinde yeniden yapılan bağımsız bölümlerin tapuya tescili
istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz
incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından yasal
süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan
tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili
Av. Yavuz Oğuzer ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. Selim Debre
geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, kat irtifakı tesis edilmiş olup tamamlanmış ve bağımsız
bölümleri iskan edilmiş yapının üzerine kat çıkmak suretiyle kazanılan
bağımsız bölümlerin tesciline ilişkindir.
Böyle bir davanın dayanağı, tüm kat maliklerinin rızası alınmadığına
göre (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu 44. maddesi) ancak 2981 Sayılı Kanunun
16. maddesine, 3290 Sayılı Kanunla getirilen ek fıkra hükmü olabilecektir.
Gerçekten anılan fıkra hükmünde, daha önce kat irtifakı kurulmuş binalarda
3290 Sayılı Kanunun getirdiği olanaklardan yararlanılarak, bağımsız bölüm
kazanılmış olması halinde, arsa payına bağlanmamış bu bağımsız bölüm sahibine
belli koşulların gerçekleştirilmesi ve belgelerinin sağlanması koşuluyla
diğer kat maliklerinin muvafakatı aranmaksızın arsa payı tesbit edilerek
tescile karar verilebileceği öngörülmüştür.
Dosya içeriğinden anlaşıldığına göre Kat Mülkiyeti Kanununun 44.
maddesi hükmüne uygun bir kat malikleri kurulu kararı ve buna dayalı bir
işlem mevcut olmayıp, esasen hükmü temyiz eden davalının daha önceki feragat
ve muvafakat içeren belgedeki beyanlarının bu madde kapsamında işlem
yapıldığı anlamına gelmeyeceği de açıktır.
Yukarıda sözü edilen 2981 Sayılı Kanunun 16. maddesine 3290 Sayılı
Kanunla eklenen fıkra hükmünün uygulanması ise, 3290 Sayılı Kanundaki geçici
maddelerle sürelere bağlanmış olup, bir nevi af niteliğinde olan bu fıkra
hükmünden yararlanabilmesi için, yapılan kat ilavesinin 3290 Sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği 7.6.1986 tarihinden önce gerkçekleştirilmiş olması ve
fıkradaki yapı ruhsat ve kullanma izin belgelerinin de bu tarihten itibaren
belli süre içinde yapılacak başvuru üzerine sağlanmış olması gerekir. Oysa
dosya içeriğine göre, tescili istenen bağımsız bölümlere ilişkin tadilat
projeleri ve inşaat ruhsatları 1992 ve daha sonraki tarihlerde alınmış ve
inşaat bundan sonra yapılmıştır.
Diğer taraftan, tesis edilmiş ve yapısı tamamlanmış taşınmaz
üzerindeki kat irtifakı, kanundaki istisnalar dışında ancak tüm kat
maliklerinin oybirliğiyle kaldırılabilir ve yeniden tesis edilebilir. Dava
konusu bağımsız bölümlerin içinde yer aldığı ana gayrimenkul üzerindeki yapı
tamamlanmış olduğuna göre, bu irtifak davalı kat malikinin muvafakatı dışında
kaldırılamaz.
Bu durumda yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi
gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen
750.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.4.1997 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki S.Erçoklu V.Canbilen A.Nazlıoğlu İ.N.Erdal
|