 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
8.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas-1997-Karar
2091 8105
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :AYDINCIK Asliye Hukuk Hakimliği
Karar Tarihi :25.6.1996
Esas ve Karar No :95/58-96/67
Mevlüt Pınar ve Mehmet Ali Pınar ile Hazine aralarındaki tapu iptali
ve tescil davasının kabulüne dair AYDINCIK Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen
25.6.1996 gün ve 58-67 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili
tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacılar uyuşmazlık konusu 1600 parselin tapu kaydının iptali ile
adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Hazine davanın reddine
karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi
üzerine hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 1600 parsele ait kadastro tutanağında kıyı kenar
çizgisinin içinde kaldığından bahisle 25.2.1988 tarihinde Hazine adına tespit
edilmiştir. Davacılar miras ve kazanmayı sağlayan zilyedlik nedenine
dayanarak kaydın iptal ve tescili isteğinde bulunmuşlardır. Yerel bilirkişi
ve tanıklar davacıların 60 seneden bu yana taşınmaza zilyed olduklarını
bildirmişler ve jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 30.6.1996 günlü
raporla taşınmazın kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığının belirlenmesi
üzerine mahkemece davanın kabulü yönüne gidilmiştir. Yapılan araştırma ve
inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu parselin
kadastro tutanağının edinme sebebi sütununun sonunda el yazısı ile "sit
alanı" açıklamasına yer verildiği fen elemanı İsmet Güney tarafından
düzenlenen 23.5.1996 günlü raporda da taşınmazın sit alanı dışında kaldığı
açıklanmış ise de 2863 sayılı kanun hükümleri uyarınca inceleme
yapılmamıştır. Tutanağında taşınmazın sit alanı olduğu yolunda şerh
verildiğine göre anılan kanun hükümleri uyarınca kültür ve tabiat
varlıklarını koruma kurulu uyarınca bu yer hakkında düzenlenmiş bulunan
koruma kararı ve haritasının getirtilerek dosya arasına konulması ve bu
konuda uzman bilirkişi aracılığı ile yöntemine uygun bir biçimde uygulanıp
taşınmazın anılan Yasanın hükümleri karşısında tescile tabi bir yer olup
olmadığının araştırılması gerekmektedir. Kıyı Kanunları uyarınca yapılan
araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Jeolog bilirkişi
Aliye Yılmaz tarafından düzenlenen 3.6.1996 günlü raporda taşınmazın toprak
yapısı ve fiziki durumu gözönünde bulundurularak kıyı kenar çizgisinin
dışında olduğu belirtilmiştir. Dosya arasında bulunan 30.3.1995 günlü kıyı
çizgisini gösteren haritaya göre taşınmazın bulunduğu yörede 2 defa uygulama
yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya arasında her iki uygulamaya ait harita ve
tutanaklar olmamakla beraber ilk uygulamaya ilişkin idari işlemin Adana İdare
Mahkemesinin 1991/566 esas, 1992/211 sayılı kararı ile iptal edildiği ve bu
hükmün Danıştay 6. Dairesince onandığı belirtilmiş ondan sonra 3621 sayılı
Kıyı Kanununun 9. maddesi hükmü uyarınca ikinci defa kıyı haritasının
düzenlendiği anlaşılmaktadır. Az önce de açıklandığı üzere her iki uygulamaya
ait belgeler dosya arasında bulunmamakla beraber ilk uygulamada uyuşmazlık
konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin içerisine alındığı, bu işlemin iptal
edilmesi üzerine daha sonra yapılan ikinci uygulamada da taşınmazın kıyı
kenar çizgisinin dışında bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu bilgileri kapsayan
harita fotokopi olup yöntemine uygun bir biçimde onaylanmış değildir.
Yargıtay denetimi sırasında nazara alınmak üzere her iki uygulamaya ait
belgelerin ve birinci uygulamanın iptaline ilişkin Adana İdare Mahkemesine
ait dava dosyasının istenilerek bu dosya ile birleştirilmesi ondan sonra
yerel, teknik, jeolog bilirkişi aracılığı ile gerek Kıyı Kanunları uyarınca
düzenlenen harita ve tutanaklar ve bu yer hakkında Kültür Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulunca alınmış bulunan koruma kararı ve haritasının yöntemine uygun
bir biçimde yerlerine uygulanması, uyuşmazlık konusu taşınmazın 2863 ve 2623
sayılı Kanunlar karşısındaki statüsünün belirlenmesi ondan sonra uyuşmazlık
hakkında hüküm kurulması gerekmektedir. Hazinenin temyiz itirazları bu
bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenle
BOZULMASINA 5.12.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H.H.Özdemir S.Sapanoğlu M.Kaşıkçı C.Şat S.İlday
|