 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
Esas Karar Y A R G I T A Y İ L A M I
97/149 97/1668
18.2.1997
Özet:Tenkise tabi tasarruf ayrı ayrı zamanlarda aynı kişiye yapılsa
bile tenkiste sıra gözetilir.
Sabit tenkis oranında bölünmezlik ortaya çıkmadıkça tercih hakkı
kullanılamaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili avukat
Hüseyin Yeten geldi. Karşı taraf vekili avukat Nihat Aksoy geldi. Gelenlerin
konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için
duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davalının davanın niteliğine, dava konusu taşınmaz malların mirasın açılması
tarihine göre değerlendirilmesine, Medeni Kanunun 507/4. maddesi koşullarının
oluşmadığı yönlerine ilişkin temyiz itirazları yersizdir.
2- "Tenkis, mahfuz hisse tamam oluncaya kadar evvelemirde, ölüme bağlı
tasarruflardan ve kafi gelmediği takdirde en son tarihli olandan başlayarak
en evvel vaki olana doğru çıkmak şartıyla, ölüme bağlı olmayan teberrular
üzerinden icra edilir" (M.K. 512).
Muris 03.10.1988 tarihli tasarrufla ölüm tarihinde 950.000.000.- TL
değerinde olan 2899 ada, 5 parsel 482 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz malı,
08.01.1990 tarihli tasarufla da 350.000.000.- TL değerinde olan 171 ada, 9
parsel ve 12. bağımsız bölüm numaralı taşınmaz malı davalıya temlik ile
davacının mahfuz payına mirasın açıldığı tarihteki değerlerle 480.375.000.-
liralık tecavüzde bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan Medeni Kanunun 512. maddesindeki kural uyarınca
mahfuz payı öncelikle son tasarruf alan 171 ada, 9 parsel 12 bağımsız bölüm
ile karşılanması, yetmeyen bölüm (480.375.000 - 350.000.000 = 130.375.000 TL)
içinde ondan önce yapılan tasarrufun tenkisi gerekir.
Şu halde mahkemece öncelikle 171 ada 9 parsel 12 bağımsız bölüm
numaralı taşınmaz mala ait davalı adına olan tapunun iptali ile davacı adına
tesciline, davacının karşılanmayan mahfuz payı karşılığı olarak 2899 ada 5
parsel 482 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz malın Medeni Kanunun 506. maddesi
uyarınca 130.375.000 / 950.000.000 oranında taksiminin kabil olup olmadığını
araştırmak, sabit tenkis oranı ve bölünmezlik ortaya çıkmadan davalının
tercih hakkını kullanmasının bir sonuç doğurmayacağı dikkate alınıp,
bölünmezlik söz konusu olursa, Medeni Kanunun 506. maddesi uyarınca davacıdan
tercih hakkı sorulmak, davalı tercihini kullanmaktan kaçındığı takdirde
davacının tercihi alınmak, ortaya çıkan tercih tarihine göre 11.11.1994
tarihli 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile ortaya konan kurallar
çerçevesinde belirlenecek karşılığın ödetilmesine karar verilmelidir.
Bu yönler gözetilmeden davalının tazminat ödemesine karar verilmesi
doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Hükmün 2. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, davalının
davanın niteliğine, mirasın açıldığı tarihe göre vaki değerlendirmeye ve
murisin tasarrufu yaparken mahfuz hisse kurallarını ihlal kastinin
bulunmadığına yönelik temyiz itirazlarının 1. bentte açıklanan sebeplerle
reddine, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
duruşma için takdir olunan 6.000.000.- TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp
davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine
oyçokluğuyla karar verildi. 18.02.1997
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Özcan Aksoy
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun 506. maddesi, kıymetinde azalma olmadan, bölünmesi
mümkün olmayan bir malın tenkise tabi tutulması halinde, davalının dilerse
tasarruf nisabının kendisine ödenmesi şartı ile malı geri vereceğini, yahut
saklı pay karşılığında malı alabileceğini öngörmüştür. Asıl olan malın aynen
bölüştürülmesidir. Birden fazla yer temlik edilmişse her bir parçanın ayrı
ayrı bölünebilir olmasına özen gösterilecektir.
Temlik ayrı ayrı zamanlarda ve fakat aynı kişiye yapılmışsa Medeni
Kanunun 512. maddesi uygulanmaz (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.03.1979 gün
ve 879-2233, 23.11.1978 gün ve 7881-8129, 21.04.1977 gün ve 3310-3360 sayılı
kararları).
Davanın konusunu oluşturan 03.10.1988 tarihli tasarrufa konu 482
sayılı 59/42000 arsa paylı 2506 numaralı taşınmaz mağaza, 08.01.1990 günlü
tasarrufa konu 9. parsel 12. numaralı taşınmaz ise meskendir. Bu durum ekteki
tedbir dosyası ile sabittir ve tartışmasızdır. Her iki bağımsız bölümün
mahfuz pay arasında bölünebileceği de açıktır. Bu açıklama ışığında verilen
karar doğrudur. Gösterilen sebeple de değerli çoğunluğun bozma doğrultusunda
oluşan kararlarına iştirak edilmemiştir.
Üye Üye
Şevki D. Kabukçuoğlu Hakkı Dinç
|