 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
6.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
97/1455 97/1635
ÖZET:Kiralananda akdin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede kiracı
olan şahsın dışında yakınları oturuyorsa ve bu kanıtlanırsa o kişi aleyhine
açılan davada husumet yönünden davanın reddi gerekir.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası
yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, davalının aynı belediye hudutları içerisinde ev aldığından
bahisle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul
etmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kiralananın bulunduğu binada evi olduğundan bahisle
6570 sayılı kanunun 7/son maddesi uyarınca tahliyesini istemiştir.
Davalı kira akdini kendi adına yapmışsa da kiralananda akdin başından
beri anne-babasının oturduğunu bu amaçla kiralandığını davacının bildiğini
kendisinin aynı binada adına mevcut yerde oturduğunu beyanla davanın reddini
savunmuştur.
15.6.1989 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi davacı ile
davalı arasında yapılmıştır. Davalının aynı belediye hudutları dahilinde
oturulabilir evi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı savunmasında
kiralananda kendisinin değil anne-babasının sözleşme yapıldığından beri
oturduğunu bu sebeple 6570 sayılı kanunun 7/son fıkrasının olayda uygulama
yeri bulunmadığını ileri sürmüştür. 6570 sayılı yasanın 7/son maddesi
uyarınca tahliye kararı verilebilmesi için kiralananda fiilen oturan kimsenin
durumunun esas alınması icabeder. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince
devir yasağı var ise de sözleşmenin yapıldığı tarihten beri kiralananda
davalının anne ve babası oturuyor ve davacı da bu durumu biliyor ise
kiracının davalı değil kiralanan ve oturan kişi olduğunun kabulü icabeder.
İleri sürülen bu olgu maddi vak'a olması nedeniyle tanık dahil her türlü
delille ispatlanabilir. Mahkemece yapılacak iş davalının bu savunması
karşısında taraf delillerini isteyip toplamak ve varılacak sonuca göre bir
karar vermekten ibaretken noksan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi
hatalı olmakla hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan
temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ö.N.Doğan S.Tamur M.Elçin S.Tükenmez Ş.K.Erol
|