 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
9.HUKUK DAİRESİ
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : l997/14466
KARAR NO : l997/19523
MAHKEMESİ : Körfez İş Mahkemesi
TARİHİ : 6.6.1997
NO : 547-1677
DAVACI : Münür Doğan adına Avukat Hulusi Yılmazer
DAVALI : Marmara Transport Gemi San. Tic. A.Ş. adına Avukat
Emir Yener
DAVA : Davacı, 10 günlük ücretinin bedeli ilave tazminatın ödetilmesine
karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla
dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni
gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan
temyiz itirazları yerinde değildir.
2. İşyerinde uygulanmakta olan 1.2.1992-31.12.1994 yürürlük tarihli
TİS.nin 17. maddesinde "...iş yokluğu nedeniyle işten çıkarılacak işçiler
hakkında işveren, sendika ile mutabık kalacaktır. Bu şekilde mutabık kalmadan
işverence çıkarılan işçilere kanuni kıdem tazminatından ayrı olarak her yıl
için 10 günlük ücretleri bedeli ilave tazminat verilecektir..." kuralı
öngörülmüş olup, davacı işçi bu kural uyarınca ilave tazminat isteğiyle iş bu
davayı açmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı işveren bu kural gereğini
yerine getirmeden davacı işçi ile birlikte bir kısım işçilerin de
sözleşmelerini feshederek ihbar ve kıdem tazminatlarını ödemiştir. Anılan TİS
kuralı davalı işverenin meşru ve makul nedenlerin bulunması halinde fesih
hakkını ortadan kaldıracak nitelikte bir hüküm olarak nitelendirilemez.
Ancak, sözleşmede belirtilen fesih nedeni gerçekleştiği takdirde sendika
bilgilendirilmek suretiyle feshin zamanı çıkarılacak işçilerin sayısı ve
nitelikleri dikkate alınarak bir taraftan makul ve adil biçimde fesih yoluna
gidilmesi, diğer taraftan da işçilerin mümkün mertebe işsiz kalmalarının
önlenmesi amacı güdülmüştür. Böyle olunca sözkonusu hükmün cezai şart olarak
nitelendirilmesi doğru olur. Mahkemece bu konuda yeterince inceleme irdeleme
yapılmamıştır. Fakat ortaya çıkan bu durum karşısında Borçlar Kanununun
161/son maddesinin kapsamı içerisinde değerlendirme yapılarak fahiş görüldüğü
takdirde bu cezai şartın indirilmesi düşünülmelidir.
3. Hüküm altına alınan miktar için fesih tarihinden faiz yürütülmesi
hatalıdır. Davacı işçi davalıyı daha önce temerrüde düşürmediği takdirde faiz
başlangıcı olarak dava tarihi esas alınmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.11.l997
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
E.A. Özkul E.Serim O.G.Çankaya U.Öztürk C.İ.Günay
|