 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
ESAS KARAR
97/14363 98/1722
17.2.1998
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet :Bağıştan rücu halinde, bağışlayan bağış kabul edenin elinde
kalanı isteyebilir. Elden çıkarılan taşınmazın alımında yapılan nakti yardım
sebebiyle taşınmazın dava tarihindeki değerine göre ödetmeye karar verilemez.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili Av. İmdat
Balkara geldi. Karşı taraf vekili Av. Fehmi Koç geldi. Gelenlerin konuşması
dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya
bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Taraflar arasındaki önceki davada, davacı koca davalı adına satın alma
yolu ile yarı pay olarak tescil edilen taşınmazın alımında, taşımazın yarı
payının satın alması için ödediği parayı davalıya hibe ettiğini ikrar ve
kabul etmiştir. Bu ikrar kendisini bağlar. Borçlar Kanununun 244. maddesine
göre bağışlamadan rücu eden kimse verdiğinden bağış alanın elinde kalanı
isteyebilir. Bu yön gözetilmeden taşınmazın dava tarihindeki kesin değerine
göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün davalı
yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine duruşma
için takdir olunan yirmi milyon lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp
davalıya verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 17.2.1998 sa
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç A.İhsan Özuğur
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Taşınmazın özüne ilişkin dava 7.10.1953 gün 8/7 sayılı inançları
birleştirme kararı gerekçe gösterilerek red edilmiştir. Karar bu gerekçe ile
kesinleşmiş kesinleşen bu kararla kişisel hakların dinlenebilirliği
vurgulanmıştır.
Davacının önceki davadaki ifadeleri kayıtsız şartsız bağış anlamında
olmayıp evliliği kurtarmak için davalıya tanınmış bir imkan olduğu
anlamındadır. Bu itibarla işin vekalet hükümlerine göre çözümlenmesi isabetli
sayılmaz.
Ancak gerek mahkeme gerekse Yargıtay özel dairesi kazandırıcı işlemi
bağışlayarak değerlendirmiştir.
Borçlar Kanununun 244. maddesi gereği bağıştan dönme hakkının
gerçekleşmesi halinde bağıştan yararlanan kişi elinde kalan iade ile
yükümlüdür. Aynen iadenin imkansızlığı kesinleştiğine göre dava tarihindeki
karşılığının istenmesi yasal kurala uygundur. Hükmün onanması görüşüyle sayın
çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyoruz.
Üye Üye
Nedim Turhan Hakkı Dinç
|