 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
Esas Karar Y A R G I T A Y İ L A M I
97/1395 97/2770
13.3.1996
Özet: Yabancı Ceza Mahkemesi kararı Ceza Kanununun 8. maddesi uyarınca
tanınmadıkça Medeni Kanunun 357. maddesi uyarınca vesayete dayanak olamaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm nafaka tazminat ve vekalet ücreti yönleri temyiz
edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici
sebeplere ve özellikle yabancı mahkemede verilen mahkumiyet kararının Türk
Ceza Kanununun 8. maddesi gereğince tamamlanmamış olmasına göre yerinde
bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün
ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine
peşin alınan harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 13.3.1996
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İ.Özuğur
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Dava ve hukuki işlem ehliyeti kamu düzeni ile ilişkili olup resen
gözetilmesi zorunludur.
Davacının Almanya'da uzun süreli hapis cezasına mahkum olduğu, davacı
ve şahitler tarafından ifade edilmiştir.
Bir sene veya daha ziyade hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olan
her reşit için bir vasi tayin olunur. (M.K. 357)
Yabancı ülke ceza mahkemesi mahkumiyet kararının kanunun öngördüğü
mahkumiyet niteliğinde olup olmadığı tartışılmıştır. Her ne kadar Türk Ceza
Hukuk uygulaması bakımından hakim görüş (Kunter Sf.1005, Dönmezer, Erman
Cilt; 11. sf.178) yabancı mahkemelerden verilen mahkumiyet kararlarının
Türkiye'de sonuç doğurması için Türk mahkeme kararı ile tamamlanması (TCK. 8)
şartına bağlı ise de, Bu görüş münhasıran Ceza Kanununun uygulanmasına
yöneliktir. Medeni Kanun olaya farklı yaklaşma imkanı vermektedir. Medeni
Kanunu koruma amacına uygun yorumlamak mümkündür. Medeni Kanun vesayet
hükümleri ile serbest hareket etmekten veya serbest irade ile karar vermekten
mahrum olanlar korunmuştur. Bu cümleden olarak 357. madde ile de uzun süre
mahkum olanlar koruma altına alınmıştır. Şu halde normun amacına uygun
uygulanması için kişinin serbestçe hareketine imkan vermeyen mahkumiyetin
bulunması kafidir. Serbest hareketi engelleyen ceza mahkumiyetinin yabancı
olup olmaması kişinin korunmasına etkili olmamalıdır. Her ne kadar yabancı
ülke mahkumiyetine geçerlilik tanımak devletin hakimiyet prensibi ile
bağdaşmaz ise de devletin bir de vatandaşlarını koruma görevi vardır. İşte bu
görev fiili durum sebebiyle korunmaya muhtaç vatandaşın yararları bakımından
ön plana gelmekte, hakimiyet prensiplerinde taviz verme zorunluluğu
doğmaktadır. Nitekim Medeni Kanunun mehazı İsviçre'deki uygulaması sebebiyle
Dr. A. Egger şerhinde "Ceza yabancı bir mahkemece bir İsviçreli hakkında
hükmedilmiş olduğu takdirde hacir cihetine gidilmelidir." demektedir.
(İsviçre Medeni Kanunu Şerhi Aile Hukuku, Üçüncü Kısım Vesayet, Dr. A. Egger,
Volf Çerniş çevirisi, Sf.163)
Bütün bu açıklamalar, Almanya'da bir yıldan fazla hapse mahkum olan
davacının M.K. 357 maddesi uyarınca vesayet altına alınması zaruretini ortaya
koymaktadır. HUMK. 42. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere hüküm
bozulmalıdır.
Başkan Üye
Tahir Alp A.İ.Özuğur
|