 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1997/11878 1998/641
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi :16.7.1997
Nosu :1996/916-1997/737
Davacı :Alpay Gül vs. Vek. Av. İsmail Çevik
Davalı :E.Saba Özmen vs. Vek. Av. L. Mahur Özmen
Dava dilekçesinde kat malikleri kurulu kararının iptali istenilmiştir.
Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm
taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kat irtifakı, tasfiye edilmesine karar verilen kooperatif kapsamındaki
4 adet parsel üzerinde ayrı ayrı tesis edilmiş ve üyeler adına tahsis
edilerek tapu kayıtları oluşmuştur. Kat irtifakına konu yapılar henüz
tamamlanmamıştır.
Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesinin 1 ve 2. fıkraları henüz
tamamlanmamış yapıların kat irtifakı malikleri kuruluyla ilgilidir. 1. fıkra
hükmüne göre kat irtifakı sahipleri yapılacak yapının tamamlanması için
kendilerine düşen borçların yerine getirilmesini karşılıklı olarak dava etme
hakkına sahiptirler. 2. fıkrasındaki hüküm ise kat irtifak sahiplerinin,
yapının tamamlanması için bir yönetici veya yöneticiler kurulu
atayabileceklerini ve bu yöneticilerin kat mülkiyeti yöneticisinin görev,
yetki ve sorumluluklarına dair hükümlere tabi olduğunu belirlemiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun, kat irtifakıyla ilgili düzenlemelerine göre,
birden çok parsel malikleri biraraya gelip kat irtifakı kuramayacakları gibi,
tek bir parsel üzerinde tesis edilmeyen kat irtifakı sahiplerinin biraraya
gelip yönetim kurması ve yönetici ataması yapmaları olanaklı değildir.
Davacılar tasfiyesine karar verilen kooperatif kapsamındaki muhtelif
parseller üzerinde kat irtifak sahipleridirler. Yasaya aykırı olarak oluşmuş
kat irtifakı yönetimi, bunların hakkında Kat Mülkiyeti Kanununun 17.
maddesinin 1 ve 2. fıkralarının uygulanmasını öngören kararlar almıştır.
Davacılar, bu yönetim yasal biçimde oluşmadığı için, bunun oluşumuna olanak
veren ve haklarında uygulanmak istenen kararın iptalini istemişlerdir.
Bu durumda, mahkemeye düşen iş, alınan bu kararın Kat Mülkiyeti
Kanununun irtifak tesisiyle ilgili hükümlerine ve 17. maddesinin 1 ve 2.
fıkralarına uygun bir karar olup olmadığının araştırılması ve bu araştırma
sonunda varacağı kanaata göre hüküm kurmak olmalıdır.
Mahkemece, Dairenin aynı taşınmazların malikleriyle yöneticisi
arasında çıkan bir alacak uyuşmazlığı sonunda verilen ve uyuşmazlığın sulh
mahkemesinin görevini aşan, genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken
niteliği itibariyle, sulh mahkemesinin görevli olmadığına ilişkin 7.11.1996
gün ve 1996/8188-9798 sayılı kararına yollamada bulunularak ve o karardaki
gerekçeyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ise de, sözü edilen
karara konu dava, bir alacağın tahsiline ilişkin olup, alacağın niteliği,
dayanağı, irtifak hakkı maliklerinin seçtiği yöneticinin aktif husumet
ehliyeti yönünden bu davadaki uyuşmazlıktan farklı bir konumdadır. Bu davada
davacılar 17. maddenin 1 ve 2. fıkralarına uygun ve oradaki şartlarına göre
alınmamış bulunan kararın kendileri hakkında uygulanacağını ileri sürerek
iptalini istemişlerdir. Bu durumda talepler ve dava konuları yönünden mevcut
farklılık dikkate alındığında, sözü edilen kararın bu olayda geçerli olmadığı
sonucuna varılmalıdır.
Dosya içeriğinden anlaşıldığına göre 17. maddenin 1 ve 2. fıkralarında
tanımlanan Kat İrtifakı Sahipleri Kurulu tarafından alınmamış bir kararın,
davacılara uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından ve bu maddeye göre
karar almak ve yönetici seçmek istendiği takdirde her bir parselin kat
irtifakı maliklerinin ayrı ayrı biraraya gelerek bu işlemleri yapmaları
gerektiğinden, bu yasal gereklere uymamış olan kararın iptaline karar
verilmesi gerekir.
Bu hususlar dikkate alınmadan ve uyuşmazlığın sözü edilen 17. maddenin
1 ve 2. fıkraları hükümlerine göre çözümlenmesi, ek 1. maddenin hükmü gereği
iken, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle
Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde
görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 2.2.1998
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki V.Canbilen A.Nazlıoğlu İ.N.Erdal M.E.Germeç
|