Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
 Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ

ESAS         KARAR
1997/11360   1997/12516

	 	Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi:Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi   :25.9.1997 
Nosu     :1996/696-1997/475 
Davacı   :Sami Emine Alemdar vs. Vek. Av. Hamdi Nail Göncüer 
Davalı   :Büyükşehir Belediye Başk. Vek. Av. Halide Yücel 

	Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
 masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen
 kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması
 davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile
 istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan
 günde temyiz eden davalı vekili Av. Halide Yücel ile aleyhine temyiz olunan
 davacılar vekili Av. Hamdi Nail Göncüer geldi. Gelen vekillerin sözlü
 açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik
 hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

	 	Y A R G I T A Y   K A R A R I

	Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici
 sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine
 göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
	Ancak;
	Hükme esas alınan her iki bilirkişi raporunda dava konusu edilen 2 ve
 22 parsellerin bitişik olmaları nedeniyle birlikte değerlendirildikleri
 belirtilmiş ve gerçekten her iki parsel aynı emsalle karşılaştırılıp aynı
 sonuç m2 değere ulaşılmış, ancak 22 parselin imar düzenlemesi gördüğü
 gerekçesiyle değerinden düzenleme ortaklık payı düşülmemiş, 2 parselde ise
 düşülmüştür.
	1-Kamulaştırma bedel artırımı davalarında taşınmazlar bitişik de olsa
 ayrı ayrı değerlendirilir. Bazı hallerde birleştirilerek değerlendirme,
 kamulaştırmadan artan bölümler, yüzölçümü, imara elverişlilik ve yola cephe
 kazanma gibi hususlarda, bir parselin kazancı veya kaybı diğer parsele
 gerekmediği halde aktarıldığı için yanlış sonuçlara ulaşılır. Nitekim dava
 konusu 22 parsel, değerindeki olağanüstü artış nedeni olan tören alanına
 değil, Sivas Caddesine cepheli olduğu halde 2 parselle birlikte
 değerlendirilmesi sonucunda ona 2 parsel nitelikleri izafe edilip meydana
 cepheli kabul edilerek değerlendirilmiştir. Bu durumda her iki parselin ayrı
 ayrı değerlendirilmesi ve birinin niteliğinin diğerine izafe edilmemesi
 gerektiğinin dikkate alınmaması,
	2-Her iki taşınmaza emsal alınan 116 parsel dava konusu taşınmazlara
 yakın mesafede olup dava konusu taşınmazların daha değerli oldukları kabul
 edilmiş ve emsalin 114.918.000 TL/m2 olan fiyatına karşılık dava konusu
 taşınmazlar 171.650.000 TL/m2 değerinde bulunmuştur.
	Emsal ile dava konusu taşınmazlar arasındaki 60.000.000 TL. değer
 farkının ne suretle oluştuğu bilirkişi raporlarında açıklanmamıştır. Çok
 yüksek değerlere ulaşılan değerlendirmelerde mahkemece bilirkişilerin
 ayrıntılı rapor vermelerinin sağlanması her zamankinden daha fazla gerekli
 kabul edilmelidir. Bu değerlendirme biçimine ve varılan sonuca davalı vekili
 detaylı itirazlarda bulunmuş olmasına rağmen bilirkişilerden alınan ek
 raporlarda bunların tamamı karşılanmamıştır. Mahkemece bu raporlarla
 yetinilerek hüküm tesis edilmiş olması,
	3-Davaya konu edilen 22 parselden düzenleme ortaklık payı
 düşülmemiştir. Buna gerekçe olarak da dava konusu taşınmazın bir bölümünün
 yola terkin edilmiş olduğu gösterilmektedir. Belediye Başkanlığının bu konuda
 muhtelif yazıları mevcut olmakla beraber 30.1.1997 tarihli yazıda dava konusu
 22 parselin düzenleme görmediği belirtilmiş, düzenleme olarak tanımlanan
 işlemin ise uzun yıllar önce bu parsel üzerinde inşa edilen yapının belediye
 arsasına tecavüzü sonucu taşınmaz maliklerinin bunu telafi etmek ve tranpa
 etmek üzere yola terk ettikleri bölüm olarak davalı savunmalarında yer
 almıştır. Yargıtay uygulamalarına göre bir arsanın imar sonucu oluşmuş bir
 parselle yapılan karşılaştırması sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık
 payı düşülmemesi, ancak bu parselin de İmar Kanunu 18. maddesinin 2. fıkrası
 hükmü gereği bir bölümünün düzenleme karşılığı yol, meydan, yeşil alan veya
 benzeri kamu hizmeti için tahsis edilen yerlere ayrılmış olması ile
 olanaklıdır. Bu işlemlerin yapılıp yapılmadığı ise hem Belediye İmar
 Müdürlüğü hem de Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde yapılacak araştırma sonucunda
 kesin olarak saptanabilir. Bu araştırma yapılmadan birbirleri ile çelişik
 ifadeler içeren yazılara göre yorum yapılarak 22 parselden düzenleme ortaklık
 payının düşülmemiş olması,
	4-Taraflara tefhim edilen kısa kararda, tebliğ edilen gerekçeli
 kararın aksine 2 parsel üzerindeki bina bedeline ayrıca hükmedilmesi
 suretiyle iki karar arasında çelişki yaratılmış olması, bu konuda 10.4.1992
 gün ve 1991/7- 1992/4 sayılı tevhidi içtihat kararının gözetilmesi
 gerektiğinin dikkate alınmaması,
	5-Aynı taşınmazın aynı değerlendirme tarihi itibariyle değişik
 paydaşları tarafından açılan davalarda varılan sonuçlar güçlü delil olduğu
 kabul edildiğine göre, bu nitelikte olduğu anlaşılan aynı taşınmazlarla
 ilgili davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği yönünde inceleme yapılmak
 üzere davalı vekili savunmalarında sözü edilen dosyaların dosyaya
 getirtilmemesi doğru görülmemiştir.
	Mahkemece, yukarıdaki hususlar dikkate alınarak, tahkikat ikmal
 edildikten sonra, yukarıdaki esaslar dairesinde değerlendirme yapılmak ve
 özellikle fiyatlarda makul sonuçlara varılmak üzere bilirkişi kurullarından
 ek raporlar alınmalı ve mahkemece bu raporlar, bozma ilamı ile
 karşılaştırılarak değerlendirildikten sonra hakimin, benzer kamulaştırmalarda
 varılan değerler de dikkate alınarak ve gerektiğinde bu değerlere uygun
 sonuçlar esas alınmak suretiyle adil, gerçeğe uygun abartılı olmayan
 bilirkişilerce dikkate alınmamış olabilecek objektif değerlendirme
 unsurlarına da yer veren kanaata dayalı bir hüküm kurulmalıdır.
	Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
 şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
 olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
 Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen
 6.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
 temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.1997 gününde
 oybirliğiyle karar verildi.

  Başkan           Üye          Üye           Üye         Üye
Sait Rezaki    V.Canbilen   A.Nazlıoğlu    İ.N.Erdal   M.E.Germeç
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini