 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Y A R G I T A Y K A R A R I
1997/11-772 1997/1043
Özet: Davacının sadece sigorta kapsamındaki hasarı doğuran trafik
kazasını gerçeğe uygun biçimde davalı sigortacıya bildirmemesi yani doğru
ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemesi rizikoyu sigorta güvencesinden yoksun
kılma sonucunu doğurmaz. Davalı sigortacı, hasarın sigorta poliçesi genel
şartlarında sayılan teminat dışı veya ihbar yanlışlığının salt sigortacının
rücu hakkını önlemeye yönelik olduğunu isbat etmeden sorumluluktan
kurtulamaz.
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen
25.12.1996 gün ve 1995/339- 1996/587 sayılı kararın incelenmesi davacı
vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin
l8.3.l997 gün ve 1997/1285-1882 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, davalı
şirkete kasko sigortalı olan müvekkiline ait aracın geçirdiği trafik kazası
sonucu uğradığı hasar bedelinin talebe rağmen davalı tarafından ödenmediğini
ileri sürerek (139.6l2.000) TL.nın reeskont faiziyle birlikte davalıdan
tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, hasarın iddia edilen biçimde meydana gelmiş
olamayacağından sigorta teminat kapsamı dışında kaldığını, ayrıca eksik
sigorta bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, mübrez belgelere, yapılan keşfe ve bilirkişi raporuna
dayanılarak, hasarın iddia edilen biçimde meydana gelmediği ve sigorta
teminatı dışında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalı şirkete kasko sigortalı olan davacıya ait araçtaki hasarın
(rizikonun), poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği taraflar
arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, rizikoyu doğuran olayın davacı
tarafından iddia edildiği gibi gerçekleşmediği, bir başka deyişle davacının
hasarı doğuran trafik kazasını gerçeğe uygun biçimde davalı sigortacıya
bildirmediği, doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, yapılan keşif ve
uzman bilirkişilerin tesbit ve belirlemeleri ile sabittir. Ne var ki, hasara
yol açan olayın, bildirilenden farklı şekilde gerçekleşmiş olması, tek başına
rizikoyu sigorta güvencesinden yoksun kılma sonucunu doğurmamaktadır. Çünkü,
kural olarak TTK.nun 1282. maddesi hükmü uyarınca sigortacı, geçerli bir
sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumludur.
Sigortacının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerçeğe uygun olarak
bildirilmeyen rizikonun, gerçekte ne şekilde meydana geldiğinin ve bu
gerçekleşme tarzına nazaran yasa ve poliçe genel şartlarının öngördüğü
teminat dışı hallerinden birinin varlığını veya riziko başlıbaşına sigorta
teminatı kapsamı dışında kalmıyor olsa bile yapılan ihbar yanlışlığının
doğrudan zarar sorumlulularına karşı rücu hakkını etkisiz kılma sonucunu
ortaya çıkardığını ispat etmesi gerekir. Bu durum karşısında, rizikonun,
ihbar edilenden farklı olarak ne şekilde gerçekleştiği konusunda varsa davalı
tarafın delilleri sorulup toplanmalı, yapılacak inceleme ve değerlendirme
sonucunda hasarın, sigorta poliçesi genel şartlarında sayılan teminat dışı
veya ihbar yanlışlığının salt sigortacının rücu hakkını önlemeye yönelik olup
olmadığı hususları aydınlatılmalı, savunmanın ispat edilememesi halinde
saptanacak hasar bedelinin davalıdan tahsili yolunda hüküm kurulmalı iken
aksi dünüşcelerle davanın reddi doğru görülmemiştir...") gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda;
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden :Davacı vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve
kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel
Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki
kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı
bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun
429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri
verilmesine 10.12.1997 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Birinci
Başkanvekili 4.H.D.Bşk. 6.H.D.Bşk 7.H.D.Bşk.
A.İsmet ARSLAN M.C.Keskin Ö.N.Doğan H.Örmeci
2.H.D.Bşk. 11.H.D.Bşk. 5.H.D.Bşk. 10.H.D.Bşk.
T.Alp G.Eriş A.C.Göğüş E.Aktekin
3.H.D.Bşk. 8.H.D.Bşk. T.Y.Darendelioğlu A.Hamzaoğulları
N.Yavuz H.Özdemir
K.Kadıoğlu N.Durak Ş.D.Kabukçuoğlu B.Kartal
M.Çetin İ.Ulusoy M.Yıldız 9.H.D.Bşk.V.
Ş.E.Serim
O.Uzgören S.G.Erçoklu N.Sucu M.Aygün
G.Nazlıoğlu M.Kaşıkçı A.Özçelik M.S.Özer
S.Özyörük İ.N.Erdal A.U.Turan F.Ulusoy
12.H.D.Bşk.V. Y.Büken O.Can A.N.Kaynak
H.Karakış
C.İ.Günay R.Yalçın C.Şengüler A.Ekinci
Z.Akar A.Özdemir A.Alkan
|