 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1997/10025 1997/11437
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :26.7.1996
Nosu :1995/1126-1996/856
Davacı :Hurşit Güven Vek. Av. Mustafa İverse
Davalı :Karayolları Gn. Müd. Vek. Av. Fehmi Aybaş
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve
masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen
kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Dava konusu taşınmaz tapuda tarla olarak gözükmekte, takdir
komisyonu raporunda dahi bu nitelikli arsa kabul edilerek değerlendirme
yapılmıştır. Belediye başkanlığından alınan yazıda dava konusu taşınmazın
belediye sınırları içerisinde olduğu ve belediye hizmetlerinden yararlandığı
belirtilmekte ise de, Düğünyurdu Köyünde yer alan bu taşınmazın hangi
belediye hizmetlerinden yararlandığı açıklanmamış ve imar planlarındaki
statüsü hakkındaki bilgi verilmemiştir. Taşınmazla ilgili bu bilgiler alınıp
dosya içerisinde belgelendirilmeden dava konusu taşınmazın arsa olarak
değerlendirilmesi ve ayrıca imar parseli olup arsa niteliği belirlenmiş
emsalden 3.2 kat daha değerli olduğu kabul edilerek yüksek değer verilmiş
olması doğru değildir.
2-Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin G bendine göre arsalar
kamulaştırma gününden önceki emsal satışlara göre değerlendirilir. Bu
değerlendirme yapılırken dava konusu taşınmazın ve emsalin üstün ve eksik
yönleri teker teker belirlenir, bunların taşınmazların değerlerine etkileri
saptanır ve bu karşılaştırma sonucunda dava konusu taşınmazın değeri ile
ilgili bir sonuca varılır. Yasa emsal satışları öngördüğüne göre, taşınmazın
satışına ve değerine etkili olan niteliklerin dikkate alınması gerekir.
Yüksekte bir yerde, uzaktan da olsa denizi gören havadar bir yerle bilirkişi
raporunda belirtildiği gibi zengin kişilerin villa yapmak hevesinde olmaları
tek başına, işyerlerine daha yakın, imar düzenlemesi görmüş bulunan bir
taşınmazdan daha değerli olmasını gerektirmez. Arsada değer, objektif nitelik
ve değerlendirmelere göre bulunur. Herhangi bir zümreye atfedilen değer
ölçüleri bu objektiflikten uzak olacağı için kesin bir değerlendirme unsuru
olarak ele alınamaz.
Bilirkişi raporlarına göre emsal taşınmazın değerlendirme tarihi
itibariyle değeri 3.882.274 TL olup, şehre ve denize aşağı yukarı dava konusu
taşınmazla aynı uzaklıktadır. Bu taşınmazın dava konusu emsalle
karşılaştırması yapılırken emsalin çukur yerde olduğu bildirilmiştir. Aynı
semtte benzer niteliklere haiz olan taşınmazlardan birinin yüksek birinin
çukurda olması, bir değerlendirme unsuru olmakla beraber bilirkişi
kurullarında belirtildiği 3.2 katı oranında bir fark yaratmış olması
beklenemez. O nedenle mahkemece yukarıdaki hususlar ile kendi müşahadesinin
de değerlendirileceği ek raporlar alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm
tesisi doğru görülmemiştir.
3-Diğer taraftan bakiye ilam harcının davalıya yükletilmesi gerekli
iken öncelikle davacıdan alınması şeklinde bir ifadeye yer verilerek kararda
tereddüt yaratılmış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.12.1997
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki S.Erçoklu V.Canbilen İ.N.Erdal M.E.Germeç
|