 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1997/10-12 1997/9 10/115739
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi : KAMAN Asliye Ceza
Günü : 3.10.1996
Sayısı : 74/119
Davacı : K.H.
Davaya katılan : -
Sanık : Mehmet Karaman
Devlet malına zarar vermek ve kavgada silah teşhiri suçlarından sanık
Mehmet Karaman'ın değişen suç vasfına göre TCK.nun 258/2. maddesi uyarınca 3
yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca
sanığın bu cezasının ortadan kaldırılmasına ilişkin Kaman Asliye Ceza
Mahkemesince 7.9.1995 gün ve 28/135 sayı ile verilen karar, Üst C.Savcısının
temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 4.6.1996 gün
6175/6405 sayı ile;
"İddianame içeriğine göre görevli memura etkin direnme suçundan dava
açılmadığı gözetilmeden yazılı şekilde bu suçtan hüküm kurulması"
isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 3.10.1996 gün ve 74/119 sayı ile;
"CMUK.nun 257. maddesine göre hükmün mevzuu, iddianamede gösterilen
fiilden ibarettir. Olay, sanığın kavgada silah çektiği ve yol yapım aracına
zarar verdiği şeklinde tavsif edilmiş ise de mahkeme iddianamedeki hukuki
nitelendirme ile bağlı değildir. Esasen iddianame yeterince açık olmadığından
hazırlık ve duruşma sırasındaki beyanlara bakılıp iddianamedeki tavsif de
gözönünde tutulduğunda sanığın eylemlerinin kül halinde etkin direnme suçunu
oluşturacağı açıktır. Dozerin bir kısım parçalarının kırılması eyleminde
zarar verme genel kastı, yani suçun manevi unsuru oluşmamıştır. Öğreti ve
içtihatlar da bu doğrultudadır" biçimindeki gerekçe ile ve öğreti ile
içtihatlardan emsal göstermek suretiyle önceki kararında direnmiştir.
Bu kararın da o yer C.Savcısı tarafından süresinde temyiz edilmesi
üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma isteyen 16.12.1996 günlü
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,
gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanık hakkında
memura etkin direnme suçundan dava açılıp açılmadığı hususuna ilişkindir.
Sanık hakkında memura etkin direnme suçundan dava açılıp açılmadığının
belirlenebilmesi için iddianameye bakılması gerekir.
Kaman C.Başsavcılığının aşağıda aynen yer alan 13.2.1995 gün ve 14
sayılı iddianamesiyle; "Kaman Savcılığı Büyükoba Kasabası belediyesince yol
yapım çalışmaları yapıldığı bir esnada sanığın hak iddia ettiği taşınmaza
varıldığında taraflar arasında çıkan kavgada,
Sanığın kavgada silah çektiği ve keza yol yapım aracına zarar verdiği
dosya kapsamı ile anlaşılmakla, TCK.nun 516/3, 522, 466/1. maddeleri uyarınca
cezalandırılması istemiyle" kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
CMUK.nun 150. maddesi uyarınca, tahkikat ve hüküm, yalnız iddianamede
beyan olunan suça ve zan altına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak, mahkemeler istiklal ile hareket etmek hak
ve görevini haiz olup ceza kanununun tatbikinde kendilerine arzedilen
iddialar ile bağlı değildirler."
257. maddede de; "hükmün mevzuu, duruşmanın neticesine göre
iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafaalarla bağlı değildir."
hükümleri yer almaktadır.
Bu iki maddede fiil bakımından kamu davasının sınırı açıkca
gösterilmektedir. Fiil yönünden kamu davasının dışına çıkılması demek, dava
olmadan karar verilmesi anlamını taşır. Böyle bir uygulamaya Yargılama
Yasasının açıklanan kuralları kesin engel oluşturur. Ancak, hakim fiilin
niteliğini tayin ve takdirde iddianamedeki hukuki görüşle ve savunma ile
bağlı değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun duraksamaya yer vermeyen içtihatlarına
göre, bir olayın açıklanması sırasında bir başka olaydan sözedilmesi de o
olay hakkında dava açıldığını göstermez. İddianamede (veya yargılamanın
gerekliliği kararı ya da şahsi dava dilekçesinde) dava konusu yapılan fiilin
bir başka olaya dayalı olmadan, bağımsız olarak açıklanması gerekir.
Davanın dayanağını oluşturan ve içeriği yukarıda aynen açıklanan
iddianamede sanığın memura etkin direnmede bulunduğundan söz edilmemektedir.
Bu itibarla, sanık hakkında memura etkin direnme suçundan dava açıldığı
görüşü yerinde değildir, Yerel Mahkeme direnme hükümünün bozulmasına karar
verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme
hükmünün istem gibi BOZULMASINA, 4.2.1997 gününde oybirliği ile karar
verildi.
Mehmet UYGUN S.SELÇUK S.GENÇAY S.N.DEDA
Birinci Başkanvekili 4.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk. 3.C.D.Bşk.
M.N.ÜNVER N.BENLİ N.MUTİŞ R.SÖNMEZ
8.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk.
Ş.GÜNGÖR M.KABAN T.ÜNERİ G.DEMİRBİLEK
N.APAYDIN O.ŞİRİN H.DEMİRÖRS T.DEMİRTAŞ
İ.YÜCEL M.F.İNAN S.ERKAN
S.YETKİN
A.İSAOĞLU Z.ASLAN A.KÖKSAL Y.K.DOĞAN
|