 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Ceza Dairesi
E. 1996/946
K. 1996/1066
T. 17.6.1996
* DOLANDIRICILIK VE HİZMET NEDENİYLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK
ÖZET : Dosyadaki bilgi ve belgelere, Sermaye Piyasası Kurulu Denetçilerinin
raporuna ve bilirkişi raporuna göre; dolandırıcılık ve hizmet sebebiyle
güveni kötüye kullanma suçları sübuta erdiği halde, raporların tahmini
olduğundan bahisle, mağdur ve müşteki sıfat ve kavramları karıştırılarak ve
takibi şikayete bağlı olmayan bu suçlar için şikayet bulunmadığından
sözedilerek beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 503, 510)
Hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan sanıklar Nasrullah, Rukiye,
Pınar, Burhan'ın yapılan yargılanmaları sonunda, beraatlerine dair (Şişli
Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 7.2.1996 gün ve 1993/385 esas,
1996/107 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil
vekili ve üst C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C.
Başsavcılığı'nın onama isteyen tebliğnamesi ile 21.5.1996 tarihinde Daireye
gönderilmekle incelenerek, gereği görüşüldü:
A- 15.1.1987 tarihinde kurulan, birinci ve ikinci el piyasada aracılık
faaliyetinde bulunmak amacıyla 16.3.1987 tarihinde Sermaye Piyasası
Kurulu'ndan A serisi Borsa Bankerliği belgesi alan ve suç tarihinde Ankara,
İzmir ve Adana'da şubeleri ve genel müdürlük içerisinde örgütlenmiş merkez
şubesi ile faaliyette bulunan ............. Menkul Kıymetler A.Ş. Yönetim
kurulu Başkanı Nasrullah ile Yönetim Kurulu üyeleri sanıklar Rukiye ve
Pınar'ın , denetçi sanık Burhan'ın; mezkür şirketin kuruluşuna katılan ve
Yönetim Kurulu Başkanı Nasrullah kontrolünde ve yurt dışında bulunan TF
Tranding SA, TF London LTD ve Türkınvest UK Ltd Şirketleriyle herhangi bir
Hazine bonosu alım satım işleminde bulunmadan, muhasebe kayıtlarında fictif
olarak yarattıkları 30.3.1992 tarihi itibariyle 101.591.000.000 TL. nominal
tutarındaki Hazine bonosunun 92.049.980.000 Tl.'lık kısmını adı geçen
şirketlerde emaneten muhafaza edildiği yolundaki beyanlarla kimlikleri
belirlenen ve dosyada açıklanan müşterilerine hataya düşürerek makbuz
karşılığında sattıkları, hile ve desiselerle sağladıkları bu satıştan elde
ettikleri fonları yukarıda belirtilen şirketler ile sanık Nasrullah'ın
yakınlarına ve şirket personeline kapalı devre dolaşım yaratacak şekilde
faizsiz kullandırdıkları ve bu suretle menfaat sağladıkları, baz alınan
tarihte fictif Hazine bonosu sattığı müşterilerine karşı takribi 92 milyar
TL. yükümlülüğüne karşılık mezkür şirketin toplam varlığının portföyünde
fiilen mevcut olan yaklaşık 30 milyar TL. değerindeki menkul kıymetlerden
ibaret olduğu,
B- ............ A.Ş.'nin ..........bank TAŞ. Merkez Şubesi'ndeki 1.4.1992
günlü kredi hesabı ekstresindeki kayıtlara göre, 14.1.1991-30.3.1992
tarihleri arasında toplam 16.659.000.000 TL. kredi kullandığı ve
.......bank'a verdiği her taahhütnamedeki kredi karşılığı rehnettiği hisse
senetlerinin borsa fiyatının, belirtilen fiyatın altına düşmesi halinde
önceden ihbar edilmesi koşulu ile bankaca satılabileceği yetkisinin
tanındığı, hisse senetlerinin teminat olarak verildiği tarihler itibariyle
şirket portföyünün teminatların sadece bir kısmını karşıladığı ve kalan
teminatların bu yolda kullanılmaları için yetki alınmadığı halde kimlikleri
belirli müşterilere ait emanet hisse senetlerinin rehnedilmesi suretiyle
karşılandığı, alınan kredilerin A bölümünde açıklandığı üzere kapalı devre
dolaşım yaratacak surette sanıkların yönetimindeki şirket tarafından
kullanıldığı;
Ve bu suretle aynı tarihlerde ayrı kasıt altında iddianamede eylem olarak
gösterilen dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
suçlarının işlendiği 28.5.1992 günlü Sermaye Piyasası Kurulu denetçilerinin
düzenlediği rapor ile 28.4.1993 havale tarihli bilirkişi raporu içerikleri ve
dosyadaki diğer belge ve bilgilerden anlaşılıp subuta ermesine ve şirketin
faaliyetinin 1994 yılında durdurulduğu ve işlemlerine Sermaye Piyasası
Kurulu'nca el konulduğu tarihte aktifinin pasifinden az olduğunun bilinmesine
rağmen sanıkların ayrı ayrı hukuki durumlarının değerlendirilmesi yerine,
mağdur (zarar gören) ve müşteki (şikayet eden) sıfat ve kavramlarının
karıştırılması, sanıkların eylemlerinden zarar görenlerin şikayetçi
olmamalarının mümkün bulunduğunun ve müsnet suçların takibinin şikayete bağlı
olmadığının gözetilmemesi sonucu, suçun mağduru olduğu iddia edilen 204
kişiden herhangi birisinin mağdur sıfatıyla olayın başlangıcında veya
yargılamanın devamı süresinde bu hususta yapılmış bir şikayetinin veya
müracatının yokluğu nedeniyle, olaydan maddi zarar gören bir mağdur
bulunmadığından ve raporların tahmini hazırlandığından bahisle sanıkların
beraatine hükmolunması,
Kanuna aykırı ve müdahil vekili ile üst C. Savcısının temyiz itirazları bu
itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK. nun
321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 17.6.1996 gününde oybirliği ile karar
verildi.
|