 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1996/9319 1996/10262
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Eskişehir 1.Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi :16.5.1996
Nosu :1995/998-1996/500
Davacı :Ethem Seklice Vek.Av.Yılmaz Aydın
Davalı :Zehra Karasulu vs. Vek.Av.Celalettin Şahin
Dava dilekçesinde izale-i şuyu istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü
cihetine gidilmiş, hüküm davalı Zehra Karasulu ile Bahise Caferler Vekilleri
tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, yargılama sırasındaki açıklamalar da dikkate alındığında, Kat
Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası hükmüne dayalı,
anagayrimenkulün kat mülkiyetine çevrilmesi sureti ile bağımsız bölümlerin
ortaklara ayrı ayrı tahsis edilmek üzere ortaklığın giderilmesine ilişkindir.
Ortaklığın giderilmesine ilişkin dava, ancak malikler arasında
görülebilir. Davacı müteahhid her ne kadar sözleşme ile projeye göre bazı
bağımsız bölümlerin mülkiyet vaadini almış ve başka bir mahkeme kararı ile bu
bağımsız bölümlerin sözleşme gereği kendisine ait olacağına dair hüküm almış
ise de; gayrimenkulde paydaşlık sıfatını iktisap etmemiştir.
Mahkemece Medeni Kanunun 633. maddesine dayanılarak, davacının tapuda
pay sahibi olmamakla beraber bu konuda ilam olduğu gerekçesi ile malik
sayılacağı ve bu suretle ortaklığın giderilmesi davasını açabileceği kabul
edilmiş ise de, 633. maddede sözü edilen mahkeme ilamı, kişiyi malik kılan
mahkeme kararı olup, arsa sahibi ile aralarındaki sözleşmeye göre inşa
edilecek yapıda davacıya sözleşme gereği verilmesi gereken bağımsız
bölümlerin tespitine ilişkin hüküm, bu nitelikte değildir. Anılan yasa
maddesindeki "mahkeme ilamı"ndan amaç, doğrudan tapuya tescili öngören bir
ilam olup, davacıya ait bağımsız bölümleri tesbit eden mahkeme kararına
dayanılarak tescilin sağlanamayacağı, bunun için, davacıya taşınmazdaki payın
tescilini öngören bir karara gerek olduğu açıktır.
Bu nedenle anagayrimenkulde paydaş olmayan kişinin açtığı ortaklığın
giderilmesi davasına bakılarak Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son
fıkrası hükmü uyarınca bağımsız bölümlerin adına tesciline karar verilmesi
doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun
428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde
temyiz edene iadesine, 21.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki V.Canbilen M.Tutar A.Nazlıoğlu İ.N.Erdal
|