 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi BOZMA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :96/9276
Karar no :97/938
Tebliğname no:4/99838
Ticarete hile karıştırma suçundan sanık Semir Kilimci hakkında TCY.nın
363/2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 260.000 lira ağır para cezalarıyla
hükümlülüğüne ilişkin BAKIRKÖY Asliye 6. Ceza Mahkemesinden verilen 1996/537
Esas, 1996/828 Karar sayılı ve 27.6.1996 tarihli hükmün temyiz yoluyla
incelenmesi sanık Semir Kilimci müdafii ile C.Savcısı tarafından istenilmiş
ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 17.10.1996 tarihli
bozma isteyen tebliğnamesiyle 16.12.1996 tarihinde daireye gönderilen dava
dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler
yerinde görülmemiştir.
Ancak; ülkemizde yerel mahkemenin kararında da belirtildiği üzere
eczacı veya gözlükçü olmak için bir eğitim sonucunda yeterlilik belgesi almak
gerekirken kuyumculuk için sermaye ve girişimin dışında hiçbir koşulun
aranmadığının, bu durumun 22.7.1989 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3308
Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasasına, sanığın faaliyet gösterdiği
İstanbul'daki satıcı kuyumcular içinse 26.1.1995 tarih 22183 sayılı Resmi
Gazete ve eki ile 3308 Sayılı Yasa kapsamına alınıncaya kadar sürdüğünün
anlaşılması ve sanıkta bulunan altınların kimilerinde milyemin eksik,
kimilerinde fazla çıkması karşısında; saf altının 24 ayar ya da 1000 milyem
olarak gösterildiği, bir ayarın 41.66 milyeme denk düştüğü de gözetilerek,
ayarın kırkta biri olan milyem eksikliğinin her zaman nitelik düşüklüğü
anlamına gelip gelmediğinin, gelmediği takdirde eksikliğin kaç milyeme kadar
kabul edilebilir olduğunun, ayrıca yapımcı olmayan kuyumcuların ellerindeki
araç ve gereçlerle ayar düşüklükleri dışında milyem eksikliklerini saptayıp
saptayamayacaklarının, saptayabiliyorlarsa, bozma kararında da belirtildiği
gibi, yanılgı paylarının derecesinin ne olduğu konularında bilirkişi görüşü
alınmadan; "kuyumculuğun özel ihtısas isteyen sanat dalı olduğu, rasgele
herkesin kuyumcu dükkanı açarak faaliyet göstermesinin mümkün olmadığı,
eczacılık, gözlükçülük nasıl bu vasıfları taşımayanların yapması mümkün
olmayan meslek dalları ise kuyumculuk da bu meslek dallarından ayrı
düşünülemez" ve "tanımadığı kimselerden alınması halinde sanığın bunları
rastgele dükkanında satışa arzetmesi suç kastının varlığını göstermektedir"
biçimindeki somut olayın dışında kalan, birbirleriyle tam örtüşmeyen
meslekler arasında gereksiz karşılaştırmalara ve varsayımlara yaslanan
gerekçelerle ve yetersiz incelemeyle hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve sanık Semir Kilimci müdafii ile o yer C.Savcısının
temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN
BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp
sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,
18.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 24.2.1997.
Sami Selçuk Yücel Kocabay Erol Çetin Birol Kızıltan Fadıl İnan
Başkan Üye Üye Üye Üye
|