 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1996/9-59 1996/70 9-100971
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 9.Ceza Dairesi
Mahkemesi : İSTANBUL 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi
Günü : 8.9.1995
Sayısı : 241-145
Davacı : K.H.
Davaya katılan : --
Sanıklar : 1- Osman Erdemir
2- Can Özbilen
3- Rıza Bayramçavuş vekilleri
Av. Şadi Çarsancaklı
Av. Dursun Yazgan
Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışma suçundan sanıklar Osman
Erdemir, Can Özbilen, Rıza Bayramçavuş'un, değişen suç vasfına göre T.C.Y.nın
450/4, 61, 59/2. ve 3713 Sayılı Yasanın 7/1, T.C.Y.nın 59. maddeleri
gereğince sonuç olarak 14 yıl 12'şer ay ağır hapis 466.666,66 lira ağır para
cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik
Mahkemesince oyçokluğuyla verilen 23.11.1994 gün 194/258 sayılı hükmün
sanıklar vekili ve C.Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 23.6.1995 gün 2846/4383 sayı ile;
"....Sanıkların, sübutu mahkemece de kabul edilen eylemlerinin bir
bütün halinde T.C.K.nun 146/1. maddesindeki suçun gerçekleşmesine yönelik,
cebre dayalı icrai hareket niteliğinde bulunduğunda ve bu suçu oluşturduğunda
kuşku yoktur.
Bu itibarla sanıkların T.C.K.nun 146/1. maddesi yerine karar yerinde
gösterilen ve yerinde bulunmayan gerekçelerle yazılı şekilde
cezalandırılmaları" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 8.9.1995 gün 241/145 sayı ile;
"Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçunun oluşması için,
kastedilen neticenin gerçekleşebilme tehlikesini doğuran eylemlerin bulunması
gerekir. Eylem, kastedilen neticeyi elde etmeye uygun ve elverişli olmalı,
Anayasal düzeni değiştirme sonucu doğurabilecek icrai bir hareket olmalıdır.
Olayda, bu amaca ulaşması için herhangibir eylemi görülmeyen organik bir
örgüt bağı saptanamayan örgütün, bu amaca ulaşması mümkün görülememiştir. Bu
grubun başkaca bir olayı belirlenememiştir.
Sanıkların mensubu olduğu İslami Hareket süreci olarak adlandırılan
örgütün organik yapısı, çalışma biçimi hakkında yeterli ve kesin deliller
elde edilememiş örgüt de belirtildiği gibi T.C.K.nun 146/1. maddesindeki
suçun teşebbüsüne olanak verecek yapıda değildir." gerekçesiyle ve
oyçokluğuyla önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi C.Savcısı tarafından süresinde
istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istemli 7.3.1996
günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Dosya içeriğine göre;
Sanıklar yakalanamayan arkadaşları ile birlikte bir örgüt
oluşturmuşlar ve komşu bir ülkedeki örgütle bağlantı kurduktan sonra oraya
giderek teorik ve silahlı eğitim görmüşlerdir. Bir başka dine mensup olduğu
ve Filistin'deki müslümanların ezilmelerinde payı bulunduğu, bir devlete
maddi destek sağladığı gerekçesiyle tanınmış bir iş adamı olan şikayetçiyi
öldürme kararı almışlar, Türkiye'ye döndüklerinde bilgi toplamaya
başlamışlardır. Şikayetçinin evini ve geçtiği yolları izleyip bilgi toplayan
sanıklar 25 Ocak 1993 günü Ayhan Sağ'ın evinde toplanıp görev bölümü
yapmışlardır. Komşu ülkeye gidiş gelişi ve silahları sağlayan Yaşar Polat,
sanıklara kod isimlerini söylemiş ve örgütün adı konusunda anlaşma
sağlanamamıştır. Bunun üzerine olaydan sonra gazetelere telefon edilerek
örgüt adının açıklanmasına karar verilmiş ve gece silahlar arabaya
yerleştirilerek önceden yapılan plan gereği sabahleyin şikayetçinin geçeceği
yolda beklenmeye başlanmıştır. Şikayetçinin gelmemesi üzerine geri dönülmüş,
olay günü aynı şekilde hareket edilerek yolda beklenmeye başlanmıştır.
Yakalanamayan Kamil Aşkın'ın telsizle, şikayetçinin geldiğini söylemesi
üzerine, sanıklar bekledikleri otomobilden inerek yol kenarına saklanmışlar,
şikayetçinin otomobili yaklaştığında Ayhan Sağ, lav silahı ile ateş etmek
istemiş, silah ateş almayınca, sanıklar kaleşnikov silahlarla ateş
etmişlerdir. Şikayetçinin korumaları tarafından ateşle cevap verilmesi
üzerine, otomobile binip kaçmak istemişler, otomobilin lastiği patlayınca
inip yaya olarak uzaklaşmışlardır. Sanıklardan Rıza Bayramçavuş olay yerine
200 metre mesafede, sanıklar Can Özbilen ile Osman Erdemir ise komşu bir
ülkeye geçmek amacıyla gittikleri Van'da yakalanmışlardır.
Sanıkların olayda kullandıkları otomobilde yapılan aramada bir el
telsizi, dört el bombası, bir lav silahı, iki adet kaleşnikov, iki adet 14'lü
Browning, bir adet uzi marka otomatik silahlarla şarjörler ve fişekler
bulunmuştur.
Sanıklar müslümanların dünyada ve Türkiye'de ezilmelerini önlemek için
silahlı İslami bir hareket başlatıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını
zorla değiştirip yerine teokratik düzene dayalı, İslam Hukunun uygulandığı
bir Devlet kurma amacıyla hareket etmişler, İslami Hareket Süreci olarak
nitelendirdikleri bir örgüt oluşturmuşlardır. Emniyet Genel Müdürlüğünün
17.3.1993 günlü yazısında, İslami Hareket Süreci diye adlandırılan grup
hakkında, şikayetçinin öldürülmeye teşebbüs edilmesi olayı dışında bir bilgi
bulunmadığı bildirilmiştir. Sanıklar eğitim gördükten ve örgüt oluşturduktan
sonra yukarda açıklanan amaçları gerçekleştirmek için silahlı faaliyette
bulunmuşlardır.
T.C.Y.nın 146/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, düzenin
değiştirilmesine yönelik fiilin hukuka aykırı ve cebri olması yeterlidir.
"Cebrin" geniş anlaşılması gerekir. Cezalandırılan; Anayasa ile kurulmuş olan
siyası, hukuki, sosyal düzenin yasal olmayan usullerle kısmen veya tamamen
değiştirilmesini ve kaldırılmasını hedef alan fiillerdir. Bu hedefe;
yasaların suç saydığı tarzda, hukuk dışı ve gayrimeşru olarak cebir
kullanmak suretiyle ulaşılmaya yönelinmesi halinde bu suç oluşmaktadır.
Maddedeki suçun oluşması için teşebbüs yeterlidir. Bir tehlike suçu
niteliğinde olan Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçunda, suçun
niteliğinin doğal sonucu olarak ancak amaçlanan sonucun gerçekleşebilme
tehlikesini doğurabilecek eylemlerin teşebbüs olarak kabulü mümkündür. Bu
nedenle eylemin amaçlanan neticeyi elde etmeye uygun ve elverişli olması,
elverişli vasıtalarla zorlayıcı eylemlere girişilmesi gerekir. Belirli bir
plan içersinde uygulamaya konulan, sistemli ve örgütlü bir bağlantı içinde
organik bütünlük arzeden eylemler, tehlike suçunun oluşması için yeterlidir.
Eylemin işlenme şekli, zamanı, vehameti, etkisi birlikte
değerlendirilmelidir. Suçun tamamlanması hali düşünülemez. Suç tamamlanırsa
zaten, suçlular başarılı olup amaçlarına ulaşacakları için ortada bir suç ve
bu suçu cezalandıracak makam olmayacaktır.
Bu itibarla sanıkların Anayasal düzeni yıkıp yerine teokratik düzene
dayalı bir devlet kurmak amacıyla giriştikleri silahlı şiddet hareketleri,
düzeni zorlayıcı ve çökertici girişimleriyle sarsıp yıkacakları Anayasal
düzenin yerine kendi istedikleri düzeni kurmayı sağlayıcı hareketlerdir.
T.C.Y.nın 146/1. maddesinin uygulanması için, silahlı güçlerin tüm Anayasal
kuruluşlara yönelik toplu bir harekette bulunmaları şart değildir. Sanıkların
dahil olduğu Yasa dışı örgütün, kendi iktidarlarının gerçekleşmesi için
yaptıkları ve var olan düzeni zorlayıcı bu silahlı eylemleri cebre dayalı
icrai hareket niteliğinde olduğundan, maddede yazılı suçun yasal unsurları
oluşmuştur.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar
verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
BOZULMASINA, 2.4.1996 günü, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak
oybirliğiyle karar verildi.
Birinci
Başkanvekili 10.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk. 8.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN H.DOĞAN S.GENÇAY M.N.ÜNVER
11.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk. M.M.DİNÇ
S.KANADOĞLU D.TAVİL N.MUTİŞ
R.SÖNMEZ M.Z.TURAN C.ÖZDİKİŞ C.YILMAZ
O.K.KESKİN V.SAVAŞ A.ÖNCÜL G.DEMİRBİLEK
N.APAYDIN Y.KALAY B.KIZILTAN Y.TURAN
İ.KÜRÜMOĞLU S.YETKİN A.İSAOĞLU H.GERÇEKER
|