 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Hukuk Dairesi
E. 1996/8564
K. 1996/10517
T. 31.10.1996
* MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
* GÖREV
ÖZET : 1- İdari yargı yerinde gerçek kişi aleyhine dava açılamaz.
2- Askerlik hizmetini yapan şahsın; akıl hastalığı nedeniyle, bir nöbet
esnasında silahıyla rastgele ateş etmesi sonucunda desteğini yitiren
davacının, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıkları aleyhine açtığı maddi ve
manevi tazminat davasına bakmak, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevi
dahilindedir.
3- Adliye Mahkemesince, yargı yerinin İdare Mahkemesi olduğu gerekçesiyle
görevsizlik kararı verilmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye
gönderilmesine ilişkin HUMK.nun 27. maddesi uygulanmaz.
(2577 s. İYUK. m. 2, 3) (1086 s. HUMK. m. 1,27) (1602 s. AYİM. K. 20, 21)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine ilişkin hükmün süresi
içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi
tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği
görüşüldü:
1- Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davalı İ. Namık'ın; askerlik hizmetini
yaptığı sırada, bir nöbet esnasında, akıl hastalığı nedeniyle silahıyla
etrafa ateş açması sonucu desteklerini kaybeden davacılar maddi ve manevi
tazminat isteminde bulunmuşlar, mahkemece, asker kişinin askerlik görevi
sırasında sivil bir kişiye karşı işlenmiş olması nedeniyle davaya idari
yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde davalı olarak İ. Namık'ı da göstermiştir. İdari
yargı yerinde gerçek kişi aleyhine dava açılamıyacağına göre, davanın bu
davalı ile ilgili kısmının ayrılarak yargılamaya devam edilip karara
bağlanması gerekirken, bu davalı yönünden de görevsizlik kararı verilmiş
olması usule aykırı olup bozmayı gerektirir.
2- 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20. maddesine göre;
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca
tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete
ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece
mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri
yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker
kişi olması şartı aranmaz. Aynı Yasanın 21. maddesinde ise; 20. maddede
belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve
eylemlerden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya
ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde çözümlenip karara
bağlanacağı hükmü yer almaktadır. Mahkemece, dava konusu olayın niteliği
itibariyle davanın davalı bakanlıklarla ilgili bölümü hakkında Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilmeksizin, İdare Mahkemesi'nin
görevli olduğu konusundaki karar da, benimseme biçimi bakımından yanlıştır.
3- İdari Yargılama Usulü Kanununun 3 ve sonraki maddelerinde, idari davaların
nasıl açılacağı açıkça gösterilmiştir. Bir idari dava açılırken orada
gösterilen yöntemlere uyulması gerekir. Adli Yargı yerinde açılan bir davanın
idari nitelikte olduğunun anlaşılması üzerine, dosyanın idari veya vergi
mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, başlangıçta adli yargı yerinde
açılmış olan dava idari yargı yerinde açılmış olmaz. Mahkemenin, görevli
olmadığından dolayı dilekçenin reddine karar verdiği takdirde, dava dosyasını
ait olduğu mahkemeye göndereceğine dair Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
27. maddesi hükmü adli yargı yerleri arasında görev konusunda uygulama alanı
bulur. O halde, hüküm yerinde davanın görev yönünden reddine karar
verildikten sonra ayrıca dosyanın görevli ve yetkili Van İdare Mahkemesi'ne
gönderilmesine karar verilmiş olması da benimseme yönünden yanlıştır.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin
alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 31.10.1996 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|