Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
 Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ

ESAS         KARAR
1996/8046    1996/9435

	 	Y A R G I T A Y   İ L A M I

Mahkemesi: Şişli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi   : 4.4.1996
Nosu     : 1995/830-1996/385
Davacı   : Selim Batı Vek.Av. Suzan Koç
Davalı   : İlker Sandallı

	Dava dilekçesinde Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesine göre bağımsız
 bölümün devri istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm
 davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

	 	Y A R G I T A Y   K A R A R I

	Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
 bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
	Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici
 sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine
 göre sair temyiz itirazları yerinde  değildir.
	Ancak;
	Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesine göre açılmış bulunan, davalıya
 ait bağımsız bölümlerin devrine ilişkin dava mahkemece icra takiplerine konu
 olan borçların ödenmiş olduğu gerekçesi ile reddedilmiş ise de, sözü edilen
 takiplere ait dosyalar bu dosya içerisine konulmadığı gibi 4.4.1996 tarihli
 oturumda okunduğu bildirilen icra takip dosyalarındaki sonuçlar belirlenip
 tutanağa geçirilmediğinden davalının tüm borçlarının ödendiği
 belgelendirilmemiştir. Davacılar, ayrıca Şişli 2. İcra Müdürlüğünün 1995/2517
 sayılı takip dosyasındaki borcunun ödenmediğini de bildirmişlerdir.
	Mahkemece, takip konusu edilen ortak giderlerin tahsiline ilişkin icra
 dosyaları getirtilip her birindeki ödemenin tam olarak yapılıp yapılmadığı
 saptanmadan bu gerekçeye dayanarak davanın reddi doğru görülmemiştir.
	Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
 şekilde  hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
 olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
 temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.1996 gününde
 oyçokluğuyla karar verildi.

  Başkan       Muh.Üye        Üye        Üye          Üye
Sait Rezaki   S.Erçoklu   V.Canbilen   M.Tutar   A.Nazlıoğlu 
 Muhalif       Muhalif

	 	KARŞI OY YAZISI:

	Dava, Kat Mülkiyeti Kanununun "kat mülkiyetinin devri mecburiyetini
  düzenleyen 25. maddesinde, "çekilmezlik  hali" olarak kabul edilen 3.
 fıkrasının (a) bendine dayalı, davalıya ait bağımsız bölümün devri istemine
 ilişkindir. Sözü edilen (a) bendi, ortak giderlerden ve avanstan kendisine
 düşen borçları ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra ve
 veya dava takibi yapılmasına sebep olunmasını, bağımsız bölümün diğer
 bağımsız bölüm maliklerine devrini öngörmektedir.
	Sayın çoğunluk kararında, Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesinin (a)
 bendinde yer alan, ortak giderlerden veya avanstan kendisine düşen borçları
 ödemediği için hakkında iki takvim yılı içinde üç defa icra veya dava takibi
 yapılmasına sebep olan kat maliki aleyhine, bağımsız bölümün devri istemiyle
 dava açılmasından sonra borcun ödenmesi halinde de davanın düşeceği olgusu
 benimsenerek mahkemece bu yöndeki tahkikatın ikmali istenmiştir.
	Kat Mülkiyeti, müşterek mülkiyetin özel bir türü olup esasları, Medeni
 Kanunun 623 ve sonra gelen maddelerine dayalıdır. Bu tür mülkiyetin
 niteliğini dikkate alan Kanun koyucu, paydaşlar arasındaki ilişkiyi
 düzenlemek ihtiyacını hissetmiş, bir kısım paydaşların tutum ve davranışları
 ile bu mülkiyet hakkından gereği gibi yararlanmalarını engellemelerine izin
 vermemiştir. Nitekim 14.11.1990 gün ve 3678 sayılı Kanunla getirilen Medeni
 Kanunun 626/a maddesi, kendi tutum ve davarınışları veya malın kullanılmasını
 bıraktığı yada fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla
 diğer hissedarların tümüne veya bir kısmına karşı olup, yükümlülüklerini ağır
 surette ihlal eden hissedar, bu yüzden onlar için müşterek mülkiyet
 ilişkisini çekilmez hale getirmişse mahkeme kararıyla hissedarlıktan
 çıkarılabileceğini ve hissesinin diğer paydaşlar adına tescilini öngörmüştür.
 İşte, müşterek mülkiyetin özel bir türünü (tamamlanmış bir yapının
 bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olanlar
 üzerinde bağımsız mülkiyet haklarını veren) düzenleyen Kat Mülkiyeti
 Kanununun 25. maddesi de, az önce sözü edilen Medeni Kanun hükmüne benzer bir
 hükmü sevketmiş, kendisine düşen borçlar ve yükümlülükleri yerine getirmemek
 süretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez hale
 getirecek derecede ihlal eden bağımsız bölüm malikinin, müstakil bağımsız
 bölüm üzerindeki mülkiyet hakkının diğer kat maliklerine devrini öngörmüştür.
 Maddenin devamında, her halde, "çekilmez" olan haller sıralanmış; ortak
 giderleri ödememekte ve hakimin emirlerine rağmen komşularının haklarını
 ihlal etmekte direnenler ile bağımsız bölümünü randevuevi ve benzeri ahlak ve
 adaba aykırı olarak kullanan kat malikinin, diğer kat malikleri haklarını,
 onlar için çekilmez hale getirmiş olacağını kabul etmiştir.
	Bu yasa hükümlerinden anlaşılacağı gibi, müşterek mülkiyet
 rejimlerinde payın ya da bağımsız bölümün, diğer paydaşlara devri
 mecburiyeti, ihmal edilen ya da kasten gözardı edilen yükümlülüklerin yerine
 getirilmesini (borcun ödenmesi, hakimin kararına uyulması, randevuevi
 faaliyetine son verilmesi) sağlamak amacına yönelik değildir. Bu
 düzenlemelerin amacı, yükümlülükleri yerine getirmemekte ısrar eden kat
 malikinin, bundan sonra da aynı davranışlarına devam edeceği kabul edilerek
 onu müşterek mülkiyetten çıkarmaktır. Önümüzdeki davada olduğu gibi, ortak
 giderleri ödememekte direnen kat malikinin, ancak  hakkında icra takibine
 girişilmesi ve itiraz üzerine verilen itirazın iptaline dair mahkeme
 kararının ancak icraen infazı sonucu giderlerinin kendisinden tahsili halinde
 davanın düşeceğini kabul etmek, bu yasa hükmünü ve yaptırımını, borcun
 tahsiline yönelik bir önleme indirgemek olur ki, yasa koyucunun böyle bir
 amacı olmadığı açıktır. Çünkü yasa koyucu 22. maddede, müşterek malik
 olmadığı halde kiracıyı dahi bu borçtan müteselsilen sorumlu tutmuş, ayrıca,
 diğer kat malikleri lehine ipotek hakkının tescilini hükme bağlamış, 20.
 maddede gecikme tazminatına yer vermiştir. O halde 25. maddedeki tüm koşullar
 gerçekleşmiş iken, borcun ödenmesi halinde davanın düşmesine karar vermek
 yanlıştır.
	Sözü edilen 25. maddenin son fıkrasında "Bu maddedeki dava hakkı,
 sebebinin öğrenilmesi tarihinden başlıyarak 6 ay ve her halde, dava hakkının
 doğumundan başlıyarak 5 yıl içinde kullanılmazsa ve dava sebebi de ortadan
 kalkmışsa düşer." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm dava hakkını, süre yönünden
 düzenlemektedir. Örneğin, (a) bendinde yer alan iki takvim yılı içinde üç
 defa icra veya dava takibi halinde dava hakkı üçüncü takip veya dava
 tarihinden itibaren 6 ay içinde kullanılmaz ise artık bu takip ve davalara
 dayanılarak bağımsız bölümün devri davası açılamaz. Ancak, yasa koyucu buna
 (dava hakkının düşmesine) bir koşul daha getirmiştir. O da dava sebebinin
 ortadan kalkmış olması halidir. Yani 6 ay geçmiş olmasına rağmen borç yine
 ödenmemiş olursa, 6 aylık sürenin geçmiş olması dava açılmasına engel olmaz.
 Ancak, son takip ve davadan itibaren 6 ay geçmiş ve bu süre içinde borç
 ödenmiş ise artık bunlara dayanılarak dava açılamaz.
	Yukarıda belirtilen olumlu ve olumsuz koşullar gerçekleştikten sonra,
 borcun ödenmiş olması, bağımsız bölümün devri için açılan bu davayı
 etkilemez. Çünkü bu dava borcun ödenmesini sağlamaya yönelik değildir. Dava
 açma koşulu, dava açılmadan önce gerçekleşmiş olması gereken haldir. Bu halin
 gerçekleşmesi ile istenebilecek duruma gelen bir hakkın kazanılması için dava
 açıldıktan sonra, davanın düşmesi veya konusuz kalması ancak davayla istenen
 şeyin verilmesi ile mümkün olur. Dava alacağın tahsiline dair değil, bağımsız
 bölümün devrine ilişkindir. Bu nedenle, 25. maddenin son fıkrasının, borcun
 ödenmesiyle bağımsız bölümün devri davasının ortadan kalkacağı şeklinde
 yorumlanması, yasanın ne lafzına ne de amacına uygundur. Altı ay geçmiş ve
 dava sebebi (borcun ödenmemiş olması) ortadan kalkmış ise, dava hakkının
 düşmesi, artık dava açılamayacağı anlamındadır. Bunu, bu davadan sonra da
 ödense dava düşer anlamında yorumlamak yanlıştır.
	Yasanın 25. maddesi ile Medeni Kanunun 626/a maddesinde düzenlenen
 ortak mülkiyetteki payın devri mecburiyeti, malikin yasa ile yüklendiği
 görevleri yerine getirmemek, diğer paydaşların mülkiyet haklarını tam olarak
 kullanmalarına engel olmak ve bu suretle paydaşların haklarını onlar için
 çekilmez hale gelecek derecede ihlal etmek halinde ancak mümkün olduğu için
 böyle bir uygulama davalının mülkiyet hakkının ihlali olarak da kabul
 edilemez.
	Mahkeme kararının yukarıdaki nedenlerle bozulması gerektiği, ödemenin
 bu aşamada dava sonucuna etkili olamayacağı görüşüyle çoğunluk kararına
 karşıyız.

	 	 Başkan	     Üye
	               Sait Rezaki      Seçkin Erçoklu
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini